Tom kept his rifle aimed straight at Mary.
Tom tüfeğini doğrudan Mary'ye doğrulttu.
Tom drank straight from the can.
Tom doğrudan kutudan içti.
I'll go straight home.
Doğruca eve gideceğim.
I'll go straight home.
Doğruca eve gideceğim.
Tom sat alone, staring straight ahead.
Tom tek başına oturdu, dümdüz ileriye baktı.
Tom sat alone, staring straight ahead.
Tom tek başına oturdu, dümdüz ileriye baktı.
I go straight home after work.
İşten sonra doğruca eve gidiyorum.
I've heard that sitting up straight is bad for your back.
Dümdüz oturmanın sırtın için kötü olduğunu duymuştum.
She's not thinking straight.
Doğru düşünmüyor.
You're not thinking straight.
Düzgün düşünmüyorsun.
Why don't you just be straight with Tom?
Neden sadece Tom'la düz olmuyorsun?
I thought you were going to come straight home.
Doğruca eve geleceğini sanıyordum.
I can't think straight right now.
Şu an doğru düzgün düşünemiyorum.
Stand up straight.
Dik dur.
Let's go straight to the beach.
Doğruca sahile gidelim.
Form a straight line!
Düz bir çizgi oluşturun!
Tom got straight A's.
Tom doğrudan A aldı.
Tom had trouble thinking straight.
Tom düz düşünmekte sorun yaşadı.
Tom never expects a straight answer from Mary.
Tom asla Mary'den düz bir cevap beklemez.
Tom went straight to bed.
Tom doğruca yatağa gitti.
For free English to Turkish translation, utilize the Lingvanex translation apps.
We apply ultimate machine translation technology and artificial intelligence to offer a free Turkish-English online text translator.