Translation meaning & definition of the word "stopping" into Turkish language

noun

1. Fastener consisting of a narrow strip of welded metal used to join steel members

synonym:
• fillet
,
• stopping

1. Çelik elemanlara katılmak için kullanılan dar bir kaynaklı metal şeridinden oluşan bağlantı elemanı

eşanlamlı:
• fileto
,
• durdurma

2. The kind of playing that involves pressing the fingers on the strings of a stringed instrument to control the pitch

• "The violinist's stopping was excellent"

synonym:
• stopping

2. Perdeyi kontrol etmek için telli bir enstrümanın tellerine parmak basmayı içeren çalma türü

• "Kemancının durması mükemmeldi"

eşanlamlı:
• durdurma

Examples of using

I don't see any way of stopping Tom from doing that.

Tom'u onu yapmaktan vazgeçirmenin bir yolunu bilmiyorum.

I'm not stopping.

Vazgeçmiyorum.

Tom regrets stopping.

Tom durduğuna pişmanlık duyuyor.

Tom isn't stopping.

Tom durmuyor.

What's stopping you?

Seni ne durduruyor?

A typhoon hit Tokyo on Wednesday with strong winds and heavy rains stopping public transportation.

Bir tayfun kuvvetli rüzgarlarla ve toplu taşıma araçlarını durduran şiddetli yağmurlarla çarşamba günü Tokyo'yu vurdu.

Thanks for stopping by.

Uğradığın için teşekkürler.

Tom ended up stopping smoking.

Tom sigara içmeyi bıraktı.

How about stopping the car and taking a rest?

Arabayı durdurmaya ve biraz dinlenmeye ne dersin?

He would often work for hours without stopping.

Durmadan sık sık saatlerce çalışırdı.

I gave the dog a bone, stopping its barking.

Köpeğe bir kemik verdim, havlaması durdu.

Far from stopping, the storm became much more intense.

Fırtınanın durması söyle dursun, çok daha fazla yoğunlaştı.