Tom and Mary couldn't stop smiling at each other.
Tom ve Mary birbirlerine gülümsemekten vazgeçemediler.
Tom advised Mary to stop drinking.
Tom Mary'ye içkiyi bırakmasını tavsiye etti.
You've got to stop doing that.
Bunu yapmayı bırakmalısın.
You must convince Tom to stop smoking.
Tom'u sigarayı bırakmaya ikna etmelisin.
The police car skidded to a stop.
Polis arabası kayarak durdu.
The patrol car skidded to a stop.
Devriye arabası kayarak durdu.
I can't stop worrying about Tom.
Tom hakkında endişelenmekten kendimi alamıyorum.
Are you telling me to stop?
Bana durmamı mı söylüyorsun?
Tom told me to stop talking.
Tom konuşmayı bırakmamı söyledi.
He raised his arm intending to stop a taxi.
Bir taksiyi durdurmak niyetiyle kolunu kaldırdı.
If you are not willing to learn, no one can help you. If you are determined to learn, no one can stop you.
Eğer öğrenmeye istekli değilseniz, kimse size yardımcı olamaz. Öğrenmeye kararlıysan kimse seni durduramaz.
You need to stop living in the past.
Geçmişte yaşamayı bırakman gerek.
Tell Tom to stop.
Tom'a durmasını söyle.
You must stop gambling.
Kumarı bırakmalısın.
I want you to know we can stop worrying.
Endişelenmeyi bırakabileceğimizi bilmeni istiyorum.
No one can stop him.
Kimse onu durduramaz.
For free English to Turkish translation, utilize the Lingvanex translation apps.
We apply ultimate machine translation technology and artificial intelligence to offer a free Turkish-English online text translator.