Lingvanex Tranalator

Translator for


translation app

Lingvanex - your universal translation app

Translator for

Download For Free

Translation meaning & definition of the word "sting" into Turkish language

Türk diline "sting" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı

EnglishTurkish

Sting

[Sting]
/stɪŋ/

noun

1. A kind of pain

  • Something as sudden and painful as being stung
  • "The sting of death"
  • "He felt the stinging of nettles"
    synonym:
  • sting
  • ,
  • stinging

1. Bir tür acı

  • Sokulmak kadar ani ve acı verici bir şey
  • "Ölüm acısı"
  • "Isırgan otlarının battığını hissetti"
    eşanlamlı:
  • sting
  • ,
  • kaşındıran

2. A mental pain or distress

  • "A pang of conscience"
    synonym:
  • pang
  • ,
  • sting

2. Zihinsel bir acı veya sıkıntı

  • "Bir pang vicdan"
    eşanlamlı:
  • pancark
  • ,
  • sting

3. A painful wound caused by the thrust of an insect's stinger into skin

    synonym:
  • sting
  • ,
  • bite
  • ,
  • insect bite

3. Bir böceğin iğnesinin cilde itilmesinden kaynaklanan ağrılı bir yara

    eşanlamlı:
  • sting
  • ,
  • ısırmak
  • ,
  • böcek ısırığı

4. A swindle in which you cheat at gambling or persuade a person to buy worthless property

    synonym:
  • bunco
  • ,
  • bunco game
  • ,
  • bunko
  • ,
  • bunko game
  • ,
  • con
  • ,
  • confidence trick
  • ,
  • confidence game
  • ,
  • con game
  • ,
  • gyp
  • ,
  • hustle
  • ,
  • sting
  • ,
  • flimflam

4. Kumarda hile yaptığınız veya bir kişiyi değersiz mülk satın almaya ikna ettiğiniz bir dolandırıcılık

    eşanlamlı:
  • tavşan
  • ,
  • bunco oyunu
  • ,
  • bunko
  • ,
  • bunko oyunu
  • ,
  • karşı
  • ,
  • dolandırıcılık
  • ,
  • üçkâğıtçılık
  • ,
  • oyun
  • ,
  • hilebaz
  • ,
  • koşuşturmak
  • ,
  • sting
  • ,
  • boş lâf

verb

1. Cause a sharp or stinging pain or discomfort

  • "The sun burned his face"
    synonym:
  • bite
  • ,
  • sting
  • ,
  • burn

1. Keskin veya batma bir ağrı veya rahatsızlığa neden olur

  • "Güneş yüzünü yaktı"
    eşanlamlı:
  • ısırmak
  • ,
  • sting
  • ,
  • yakmak

2. Deliver a sting to

  • "A bee stung my arm yesterday"
    synonym:
  • sting
  • ,
  • bite
  • ,
  • prick

2. Sokmak

  • "Dün kolumu bir arı soktu"
    eşanlamlı:
  • sting
  • ,
  • ısırmak
  • ,
  • dikmek

3. Saddle with something disagreeable or disadvantageous

  • "They stuck me with the dinner bill"
  • "I was stung with a huge tax bill"
    synonym:
  • stick
  • ,
  • sting

3. Hoş olmayan veya dezavantajlı bir şeyle eyerleyin

  • "Beni akşam yemeği faturasına soktular"
  • "Büyük bir vergi faturası ile sokuldum"
    eşanlamlı:
  • yapışmak
  • ,
  • sting

4. Cause a stinging pain

  • "The needle pricked his skin"
    synonym:
  • prick
  • ,
  • sting
  • ,
  • twinge

4. Acıtmak

  • "İğne derisini deldi"
    eşanlamlı:
  • dikmek
  • ,
  • sting
  • ,
  • sancımak

5. Cause an emotional pain, as if by stinging

  • "His remark stung her"
    synonym:
  • sting

5. Sanki acı çekerek duygusal bir acıya neden olur

  • "Onun yorumu onu soktu"
    eşanlamlı:
  • sting

Examples of using

Where did the bee sting you?
Arı sizi nerede soktu?
Do these insects sting?
Bu böcekler sokar mı?
I got a bee sting.
Beni bir arı soktu.