Translation meaning & definition of the word "sticky" into Turkish language
Türk diline "yapışkan" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
English⟶Turkish
Sticky
[Yapışkan]/stɪki/
adjective
1. Having the sticky properties of an adhesive
- synonym:
- gluey ,
- glutinous ,
- gummy ,
- mucilaginous ,
- pasty ,
- sticky ,
- viscid ,
- viscous
1. Bir yapıştırıcının yapışkan özelliklerine sahip olmak
- eşanlamlı:
- yapışkanlı ,
- yapışkan ,
- sakızlı ,
- zamklı ,
- mantı ,
- viskoz
2. Moist as with undried perspiration and with clothing sticking to the body
- "Felt sticky and chilly at the same time"
- synonym:
- sticky
2. Kurutulmamış terleme ve vücuda yapışan giysiler gibi nemli
- "Aynı anda yapışkan ve soğuk hissettim"
- eşanlamlı:
- yapışkan
3. Hot or warm and humid
- "Muggy weather"
- "The steamy tropics"
- "Sticky weather"
- synonym:
- muggy ,
- steamy ,
- sticky
3. Sıcak veya sıcak ve nemli
- "Kocaman hava"
- "Buharlı tropik"
- "Yapışkan hava"
- eşanlamlı:
- bunaltıcı ,
- buharlı ,
- yapışkan
4. Hard to deal with
- Especially causing pain or embarrassment
- "Awkward (or embarrassing or difficult) moments in the discussion"
- "An awkward pause followed his remark"
- "A sticky question"
- "In the unenviable position of resorting to an act he had planned to save for the climax of the campaign"
- synonym:
- awkward ,
- embarrassing ,
- sticky ,
- unenviable
4. Başa çıkmak zor
- Özellikle acıya veya utanmaya neden olmak
- "Tartışmada garip (veya utanç verici veya zor) anlar"
- "Tuhaf bir duraklama onun sözlerini takip etti"
- "Yapışık bir soru"
- "Kampanyanın doruk noktası için kurtarmayı planladığı bir eyleme başvurmanın vazgeçilmez pozisyonunda"
- eşanlamlı:
- ters ,
- utandırıcı ,
- yapışkan ,
- gıpta edilemez
5. Covered with an adhesive material
- synonym:
- sticky
5. Yapışkan bir malzeme ile kaplanmıştır
- eşanlamlı:
- yapışkan
Examples of using
It's very sticky.
O çok yapışkan.
Natto is sticky.
Natto yapışkandır.
Japan is hot and sticky in summer.
Yazın Japonya sıcak ve aşırı nemli.