Translation meaning & definition of the word "statue" into Turkish language

noun

1. A sculpture representing a human or animal

synonym:
• statue

1. Bir insanı veya hayvanı temsil eden heykel

eşanlamlı:
• heykel

Examples of using

Tom asked me who the man standing in front of the statue was.

Tom bana heykelin önünde duran adamın kim olduğunu sordu.

The statue has no head.

Heykelin kafası yok.

The statue was built in France.

Heykel Fransa'da yapıldı.

They are chiseling a statue out of marble.

Onlar mermerden bir heykel yontuyorlar.

They set up a bronze statue of the hero.

Kahramanın bronz bir heykelini diktiler.

He made a little statue out of soft clay.

O yumuşak kilden ufak bir heykel yaptı.

In the center of the university campus stands the statue of the founder.

Üniversite kampüsünün merkezinde kurucusunun heykeli duruyor.

We must move this statue very carefully.

Bu heykeli çok dikkatli taşımalıyız.

They erected a statue in memory of Gandhi.

Onlar Gandhi'nin anısına bir heykel diktiler.

This statue was erected ten years ago.

Bu anıt on yıl önce dikildi.

The statue is missing its head.

Heykelin kafası eksik.

The bronze statue looks quite nice from a distance.

Bronz heykel uzaktan oldukça güzel görünüyor.