Translation meaning & definition of the word "static" into Turkish language
Türk diline "statik" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
English⟶Turkish
Static
[Statik]/stætɪk/
noun
1. A crackling or hissing noise caused by electrical interference
- synonym:
- static ,
- atmospherics ,
- atmospheric static
1. Elektrik parazitinin neden olduğu bir çatırtı veya tıslama gürültüsü
- eşanlamlı:
- statik ,
- atmosfer paraziti ,
- atmosferik statik
2. Angry criticism
- "They will probably give you a lot of static about your editorial"
- synonym:
- static
2. Kızgın eleştiri
- "Muhtemelen editörünüz hakkında size çok fazla statik verecekler"
- eşanlamlı:
- statik
adjective
1. Not in physical motion
- "The inertia of an object at rest"
- synonym:
- inactive ,
- motionless ,
- static ,
- still
1. Fiziksel harekette değil
- "Dinlenmiş bir nesnenin eylemsizliği"
- eşanlamlı:
- hareketsiz ,
- statik ,
- hâlâ
2. Concerned with or producing or caused by static electricity
- "An electrostatic generator produces high-voltage static electricity"
- synonym:
- electrostatic ,
- static
2. Statik elektrikle ilgili veya üreten veya bunlardan kaynaklanan
- "Bir elektrostatik jeneratör yüksek voltajlı statik elektrik üretir"
- eşanlamlı:
- elektrostatik ,
- statik
3. Showing little if any change
- "A static population"
- synonym:
- static ,
- stable ,
- unchanging
3. Herhangi bir değişiklik olursa çok az gösteriliyor
- "Statik bir popülasyon"
- eşanlamlı:
- statik ,
- istikrarlı ,
- değişmeyen
Examples of using
House prices have remained static for several months.
Ev fiyatları aylarca sabit kaldı.