Translation meaning & definition of the word "stab" into Turkish language
Türk diline "stab" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
English⟶Turkish
Stab
[Saplamak]/stæb/
noun
1. A sudden sharp feeling
- "Pangs of regret"
- "She felt a stab of excitement"
- "Twinges of conscience"
- synonym:
- pang ,
- stab ,
- twinge
1. Ani keskin bir his
- "Pişmanlık acısı"
- "Heyecan dolu bir bıçak hissetti"
- "Vicdan kanatları"
- eşanlamlı:
- pancark ,
- saplamak ,
- sancımak
2. A strong blow with a knife or other sharp pointed instrument
- "One strong stab to the heart killed him"
- synonym:
- stab ,
- thrust ,
- knife thrust
2. Bıçak veya başka keskin sivri bir aletle güçlü bir darbe
- "Kalbe güçlü bir bıçak onu öldürdü"
- eşanlamlı:
- saplamak ,
- dürtmek ,
- bıçak itme
3. Informal words for any attempt or effort
- "He gave it his best shot"
- "He took a stab at forecasting"
- synonym:
- shot ,
- stab
3. Herhangi bir girişim veya çaba için gayri resmi kelimeler
- "En iyi atışını yaptı"
- "Tahmin sırasında bıçak aldı"
- eşanlamlı:
- atış ,
- saplamak
verb
1. Use a knife on
- "The victim was knifed to death"
- synonym:
- knife ,
- stab
1. Bıçak kullanmak
- "Kurban bıçaklanarak öldürüldü"
- eşanlamlı:
- bıçak ,
- saplamak
2. Stab or pierce
- "He jabbed the piece of meat with his pocket knife"
- synonym:
- stab ,
- jab
2. Bıçakla veya del
- "Et parçasını çakısıyla bıçakladı"
- eşanlamlı:
- saplamak
3. Poke or thrust abruptly
- "He jabbed his finger into her ribs"
- synonym:
- jab ,
- prod ,
- stab ,
- poke ,
- dig
3. Dürtmek veya aniden itmek
- "Parmağını kaburgalarına soktu"
- eşanlamlı:
- saplamak ,
- özendirmek ,
- dürtmek ,
- kazmak