Lingvanex Tranalator

Translator for


translation app

Lingvanex - your universal translation app

Translator for

Download For Free

Translation meaning & definition of the word "squint" into Turkish language

Türk diline "kıymet" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı

EnglishTurkish

Squint

[Şaşı bakmak]
/skwɪnt/

noun

1. Abnormal alignment of one or both eyes

    synonym:
  • strabismus
  • ,
  • squint

1. Bir veya iki gözün anormal hizalanması

    eşanlamlı:
  • şaşılık
  • ,
  • şaşı bakmak

2. The act of squinting

  • Looking with the eyes partly closed
    synonym:
  • squint

2. Şaşılaşma eylemi

  • Gözlere kısmen kapalı bakıyoruz
    eşanlamlı:
  • şaşı bakmak

verb

1. Cross one's eyes as if in strabismus

  • "The children squinted so as to scare each other"
    synonym:
  • squint
  • ,
  • squinch

1. Birinin gözlerini şaşılıkta gibi çaprazlayın

  • "Çocuklar birbirlerini korkutmak için gözlerini kıstılar"
    eşanlamlı:
  • şaşı bakmak
  • ,
  • kalaylamak

2. Be cross-eyed

  • Have a squint or strabismus
    synonym:
  • squint

2. Gözü kapalı olmak

  • Şaşı ya da şaşılık
    eşanlamlı:
  • şaşı bakmak

3. Partly close one's eyes, as when hit by direct blinding light

  • "The driver squinted as the sun hit his windshield"
    synonym:
  • squint

3. Doğrudan kör edici ışık çarptığında olduğu gibi kişinin gözlerini kısmen kapatın

  • "Güneş ön camına çarparken sürücü şaşılık yaptı"
    eşanlamlı:
  • şaşı bakmak

adjective

1. (used especially of glances) directed to one side with or as if with doubt or suspicion or envy

  • "Her eyes with their misted askance look"- elizabeth bowen
  • "Sidelong glances"
    synonym:
  • askance
  • ,
  • askant
  • ,
  • asquint
  • ,
  • squint
  • ,
  • squint-eyed
  • ,
  • squinty
  • ,
  • sidelong

1. (özellikle bakışlarda kullanılır) bir tarafa şüpheyle, şüpheyle veya şüpheyle veya kıskançlıkla yönlendirilir

  • "Gözleri puslu bir sorguyla bakıyor" - elizabeth bowen
  • "Sidelong bakışlar"
    eşanlamlı:
  • rica
  • ,
  • asker
  • ,
  • yan
  • ,
  • şaşı bakmak
  • ,
  • şaşı gözlü
  • ,
  • şaşı
  • ,
  • yanlamasına

Examples of using

I have a bad squint.
Benim kötü bir şaşılığım var.