Translation meaning & definition of the word "squat" into Turkish language
Türk diline "squat" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
Squat
[Çömelmek]noun
1. Exercising by repeatedly assuming a crouching position with the knees bent
- Strengthens the leg muscles
- synonym:
- knee bend ,
- squat ,
- squatting
1. Dizler bükülmüş bir çömelme pozisyonu üstlenerek tekrar tekrar egzersiz yapmak
- Bacak kaslarını güçlendirir
- eşanlamlı:
- diz boyu ,
- çömelmek ,
- çömelme
2. A small worthless amount
- "You don't know jack"
- synonym:
- jack ,
- doodly-squat ,
- diddly-squat ,
- diddlysquat ,
- diddly-shit ,
- diddlyshit ,
- diddly ,
- diddley ,
- squat ,
- shit
2. Küçük bir değersiz miktar
- "Jack'i tanımıyorsun"
- eşanlamlı:
- kriko ,
- karınca yuvası ,
- diddly-squat ,
- diddlysquat ,
- saçmalık ,
- özenle ,
- diddley ,
- çömelmek ,
- bok
3. The act of assuming or maintaining a crouching position with the knees bent and the buttocks near the heels
- synonym:
- squat ,
- squatting
3. Dizler bükülmüş ve topukların yakınındaki kalçalarla çömelme pozisyonunu varsayma veya sürdürme eylemi
- eşanlamlı:
- çömelmek ,
- çömelme
verb
1. Sit on one's heels
- "In some cultures, the women give birth while squatting"
- "The children hunkered down to protect themselves from the sandstorm"
- synonym:
- squat ,
- crouch ,
- scrunch ,
- scrunch up ,
- hunker ,
- hunker down
1. Birinin topuklarına otur
- "Bazı kültürlerde kadınlar çömelirken doğum yapar"
- "Çocuklar kum fırtınasından korunmak için hunkere ettiler"
- eşanlamlı:
- çömelmek ,
- çömelme ,
- çatırdatmak ,
- kabartmak ,
- hunker ,
- sığınaktan aşağıya
2. Be close to the earth, or be disproportionately wide
- "The building squatted low"
- synonym:
- squat
2. Dünyaya yakın olun ya da orantısız genişlikte olun
- "Bina alçaktan çömeldi"
- eşanlamlı:
- çömelmek
3. Occupy (a dwelling) illegally
- synonym:
- squat
3. Yasadışı olarak işgal edin (bir konut)
- eşanlamlı:
- çömelmek
adjective
1. Short and thick
- As e.g. having short legs and heavy musculature
- "Some people seem born to be square and chunky"
- "A dumpy little dumpling of a woman"
- "Dachshunds are long lowset dogs with drooping ears"
- "A little church with a squat tower"
- "A squatty red smokestack"
- "A stumpy ungainly figure"
- synonym:
- chunky ,
- dumpy ,
- low-set ,
- squat ,
- squatty ,
- stumpy
1. Kısa ve kalın
- Örneğin, kısa bacaklara ve ağır kaslara sahip olmak
- "Bazı insanlar kare ve tıknaz olmak için doğmuş gibi görünüyor"
- "Bir kadının küçük bir böreği"
- "Dachshunds sarkık kulaklı uzun tüylü köpeklerdir"
- "Bir çömelme kulesi olan küçük bir kilise"
- "Boş kırmızı bir baca"
- "Gevşek, kaba bir figür"
- eşanlamlı:
- tıknaz ,
- dumpy ,
- düşük set ,
- çömelmek ,
- bodur ,
- güdük
2. Having a low center of gravity
- Built low to the ground
- synonym:
- squat ,
- underslung
2. Düşük ağırlık merkezine sahip olmak
- Yere kadar indirilmiş
- eşanlamlı:
- çömelmek ,
- fanila