Tom and Mary split a bottle of red wine after dinner.
Tom ve Mary akşam yemeğinden sonra bir şişe kırmızı şarap bölüştüler.
Let's split the bill three ways.
Tasarıyı üçe bölelim.
I have split some milk on my jacket.
Ceketimde biraz süt böldüm.
They split the bill evenly.
Hesabı eşit olarak bölüştüler.
They split the bill evenly.
Hesabı eşit olarak bölüştüler.
They split the bill evenly.
Hesabı eşit olarak bölüştüler.
They split the bill evenly.
Hesabı eşit olarak bölüştüler.
I agreed to split the money with Tom.
Parayı Tom'la paylaşmayı kabul ettim.
I agreed to split the bill with Tom.
Tom'la tasarıyı bölüşmeyi kabul ettim.
I'm going to split.
Bölüneceğim.
We have to split.
Bölmek zorundayız.
They split up.
Ayrıldılar.
Usually when Tom and Mary go out for dinner together, they split the bill.
Genellikle Tom ve Mary birlikte akşam yemeğine çıktıklarında faturayı bölüşürler.
We went together to Laramie, but then we split up.
Birlikte Laramie'ye gittik ama sonra ayrıldık.
Let's split the bill today.
Bugün hesabı bölüşelim.
Tom has split ends.
Tom'un uçları bölünmüş.
Tom split up with Mary.
Tom Mary'den ayrıldı.
Tom split the bill with Mary.
Tom hesabı Mary ile bölüştü.
For free English to Turkish translation, utilize the Lingvanex translation apps.
We apply ultimate machine translation technology and artificial intelligence to offer a free Turkish-English online text translator.