Translation meaning & definition of the word "splinter" into Turkish language
Türk diline "splinter" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
English⟶Turkish
Splinter
[Parçalamak]/splɪntər/
noun
1. A small thin sharp bit or wood or glass or metal
- "He got a splinter in his finger"
- "It broke into slivers"
- synonym:
- splinter ,
- sliver
1. Küçük ince keskin bir bit veya ahşap veya cam veya metal
- "Parmağında kıymık var"
- "Kayma" ya girdi"
- eşanlamlı:
- parçalamak ,
- kıymık
verb
1. Withdraw from an organization or communion
- "After the break up of the soviet union, many republics broke away"
- synonym:
- secede ,
- splinter ,
- break away
1. Bir örgütten veya topluluktan çekilme
- "Sovyetler birliği'nin dağılmasından sonra birçok cumhuriyet koptu"
- eşanlamlı:
- ayrılmak ,
- parçalamak
2. Divide into slivers or splinters
- synonym:
- sliver ,
- splinter
2. Kayganlara veya kıymıklara bölün
- eşanlamlı:
- kıymık ,
- parçalamak
3. Break up into splinters or slivers
- "The wood splintered"
- synonym:
- splinter ,
- sliver
3. Kıymıklara veya kaymalara bölün
- "Ahşap parçalandı"
- eşanlamlı:
- parçalamak ,
- kıymık
Examples of using
Tom removed the splinter from Mary's finger.
Tom Mary'nin parmağından kıymığı çıkardı.
Tom had a splinter in his finger, so he asked Mary to help him get it out.
Tom'un parmağında bir kıymık vardı, bu yüzden onu çıkarması için Mary'nin ona yardım etmesini rica etti.
I can't get this splinter out of my finger.
Bu kıymığı parmağımdan çıkaramıyorum.