Translation meaning & definition of the word "spiral" into Turkish language
Türk diline "spiral" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
Spiral
[Spiral]noun
1. A plane curve traced by a point circling about the center but at increasing distances from the center
- synonym:
- spiral
1. Merkezin etrafında dönen bir nokta tarafından izlenen bir düzlem eğrisi, ancak merkezden artan mesafelerde
- eşanlamlı:
- spiral
2. A curve that lies on the surface of a cylinder or cone and cuts the element at a constant angle
- synonym:
- helix ,
- spiral
2. Bir silindirin veya koninin yüzeyinde yer alan ve elemanı sabit bir açıyla kesen bir eğri
- eşanlamlı:
- helis ,
- spiral
3. A continuously accelerating change in the economy
- synonym:
- spiral
3. Ekonomide sürekli olarak hızlanan bir değişim
- eşanlamlı:
- spiral
4. Ornament consisting of a curve on a plane that winds around a center with an increasing distance from the center
- synonym:
- spiral ,
- volute
4. Merkezden artan bir mesafe ile bir merkezin etrafında dolanan bir düzlem üzerinde bir eğriden oluşan süsleme
- eşanlamlı:
- spiral ,
- kıvrım
5. A structure consisting of something wound in a continuous series of loops
- "A coil of rope"
- synonym:
- coil ,
- spiral ,
- volute ,
- whorl ,
- helix
5. Sürekli bir dizi döngüde yara alan bir şeyden oluşan bir yapı
- "Bir ip bobini"
- eşanlamlı:
- bobin ,
- spiral ,
- kıvrım ,
- halka ,
- helis
6. Flying downward in a helical path with a large radius
- synonym:
- spiral
6. Büyük bir yarıçapa sahip sarmal bir yolda aşağı doğru uçmak
- eşanlamlı:
- spiral
verb
1. To wind or move in a spiral course
- "The muscles and nerves of his fine drawn body were coiling for action"
- "Black smoke coiling up into the sky"
- "The young people gyrated on the dance floor"
- synonym:
- gyrate ,
- spiral ,
- coil
1. Sarmal bir rotada rüzgar yapmak veya hareket etmek
- "İnce çizilmiş vücudunun kasları ve sinirleri hareket için kıvranıyordu"
- "Siyah duman gökyüzüne doğru kıvrılıyor"
- "Gençler dans pistinde yuvarlandılar"
- eşanlamlı:
- dönmek ,
- spiral ,
- bobin
2. Form a spiral
- "The path spirals up the mountain"
- synonym:
- spiral
2. Sarmal oluşturmak
- "Yol dağa doğru döner"
- eşanlamlı:
- spiral
3. Move in a spiral or zigzag course
- synonym:
- corkscrew ,
- spiral
3. Spiral veya zikzak bir rotada hareket edin
- eşanlamlı:
- tirbuşon ,
- spiral
adjective
1. In the shape of a coil
- synonym:
- coiling ,
- helical ,
- spiral ,
- spiraling ,
- volute ,
- voluted ,
- whorled ,
- turbinate
1. Bobin şeklinde olan
- eşanlamlı:
- kıvrılma ,
- sarmal ,
- spiral ,
- kıvrım ,
- kıvrımlı ,
- helezonik ,
- bulanıklaştırmak