Lingvanex Tranalator

Translator for


translation app

Lingvanex - your universal translation app

Translator for

Download For Free

Translation meaning & definition of the word "spine" into Turkish language

Türk diline "omurga" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı

EnglishTurkish

Spine

[Omurga]
/spaɪn/

noun

1. The series of vertebrae forming the axis of the skeleton and protecting the spinal cord

  • "The fall broke his back"
    synonym:
  • spinal column
  • ,
  • vertebral column
  • ,
  • spine
  • ,
  • backbone
  • ,
  • back
  • ,
  • rachis

1. Skeletin eksenini oluşturan ve omuriliği koruyan omurlar serisi

  • "Düşüş sırtını kırdı"
    eşanlamlı:
  • omurga
  • ,
  • geriye
  • ,
  • rakis

2. Any sharply pointed projection

    synonym:
  • spur
  • ,
  • spine
  • ,
  • acantha

2. Herhangi bir keskin sivri projeksiyon

    eşanlamlı:
  • dürtmek
  • ,
  • omurga
  • ,
  • akantha

3. A small sharp-pointed tip resembling a spike on a stem or leaf

    synonym:
  • spine
  • ,
  • thorn
  • ,
  • prickle
  • ,
  • pricker
  • ,
  • sticker
  • ,
  • spikelet

3. Bir sap veya yaprak üzerinde bir başak andıran küçük keskin sivri uç

    eşanlamlı:
  • omurga
  • ,
  • diken
  • ,
  • iğnelemek
  • ,
  • etiket
  • ,
  • başakçık

4. The part of a book's cover that encloses the inner side of the book's pages and that faces outward when the book is shelved

  • "The title and author were printed on the spine of the book"
    synonym:
  • spine
  • ,
  • backbone

4. Bir kitabın kapağının, kitabın sayfalarının iç tarafını çevreleyen ve kitap rafa kaldırıldığında dışa bakan kısmı

  • "Başlık ve yazar kitabın omurgasına basıldı"
    eşanlamlı:
  • omurga

5. A sharp rigid animal process or appendage

  • As a porcupine quill or a ridge on a bone or a ray of a fish fin
    synonym:
  • spine

5. Keskin sert hayvan süreci veya uzantısı

  • Bir kirpi tüy ya da bir kemik üzerinde bir sırt ya da bir balık yüzgeci bir ışın olarak
    eşanlamlı:
  • omurga

Examples of using

Tom felt a chill go up his spine.
Tom omurgasına giden bir ürperti hissetti.
The terrible scene sent shivers down his spine.
Korkunç sahne onun tüylerini diken diken etti.
A shiver ran down my spine.
Üstüme bir ürperti geldi.