Translation meaning & definition of the word "spicy" into Turkish language
Türk diline "baharatlı" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
English⟶Turkish
Spicy
[Baharatlı]/spaɪsi/
adjective
1. Having an agreeably pungent taste
- synonym:
- piquant ,
- savory ,
- savoury ,
- spicy ,
- zesty
1. Hoş bir keskin tada sahip olmak
- eşanlamlı:
- yakıcı ,
- lezzetli ,
- baharatlı ,
- hevesli
2. Producing a burning sensation on the taste nerves
- "Hot salsa"
- "Jalapeno peppers are very hot"
- synonym:
- hot ,
- spicy
2. Tat sinirlerinde yanma hissi yaratır
- "Sıcak salsa"
- "Jalapeno biberleri çok sıcak"
- eşanlamlı:
- sıcak ,
- baharatlı
3. Suggestive of sexual impropriety
- "A blue movie"
- "Blue jokes"
- "He skips asterisks and gives you the gamy details"
- "A juicy scandal"
- "A naughty wink"
- "Naughty words"
- "Racy anecdotes"
- "A risque story"
- "Spicy gossip"
- synonym:
- blue ,
- gamy ,
- gamey ,
- juicy ,
- naughty ,
- racy ,
- risque ,
- spicy
3. Cinsel uygunsuzluğu düşündürüyor
- "Mavi bir film"
- "Mavi şakalar"
- "Yıldızları atlar ve size oyun detaylarını verir"
- "Sulu bir skandal"
- "Yaramaz bir göz kırpma"
- "Yaramaz sözler"
- "Racy anekdotlar"
- "Riskli bir hikaye"
- "Baharatlı dedikodu"
- eşanlamlı:
- mavi ,
- cesur ,
- oyunbaz ,
- sulu ,
- terbiyesiz ,
- özlü ,
- müstehcen ,
- baharatlı
Examples of using
Do you like spicy food?
Baharatlı yiyecek sever misin?
Tom doesn't like any kind of spicy food.
Tom herhangi bir baharatlı yemeği sevmez.
Tom thinks the food Mary makes is usually too spicy.
Tom Mary'nin yaptığı yemeklerin genellikle çok baharatlı olduğunu düşünüyor.