Translation meaning & definition of the word "spend" into Turkish language

verb

1. Pass time in a specific way

• "How are you spending your summer vacation?"

synonym:
• spend
,
• pass

1. Belirli bir şekilde zaman geçirmek

• "Yaz tatilinizi nasıl geçiriyorsunuz?"

eşanlamlı:
• harcamak
,
• geçmek

2. Pay out

• "Spend money"

synonym:
• spend
,
• expend
,
• drop

2. Ödemek

• "Paranı harca"

eşanlamlı:
• harcamak
,
• damlamak

3. Spend completely

• "I spend my pocket money in two days"

synonym:
• spend

3. Tamamen harcamak

• "İki gün içinde harçlığımı harcıyorum"

eşanlamlı:
• harcamak

Examples of using

Tom needs to spend more time studying.

Tom'un çalışarak daha fazla zaman harcaması gerekiyor.

Tom didn't have time to spend with his children.

Tom'un çocuklarıyla harcayacak zamanı yoktu.

Tom definitely needs to spend more time studying.

Tom'un kesinlikle daha fazla çalışarak zaman harcaması gerekiyor.

My plan is to spend the New Year's holiday in Australia.

Planım yılbaşı tatilini Avustralya'da geçirmektir.

I plan to spend the New Year's holiday in Australia.

Yılbaşı tatilini Avustralya'da geçirmeyi planlıyorum.

How much time do you spend on homework every day?

Her gün ev ödevine ne kadar zaman harcarsın?

How much time do you plan to spend on this?

Buna ne kadar zaman harcamayı planlıyorsun?

How much does Tom spend a month?

Tom bir ayda ne kadar harcar?

How much did you spend on this?

Buna ne kadar harcadın?

How much did you guys spend?

Siz arkadaşlar ne kadar harcadınız?

How many hours did you spend with Tom?

Tom'la kaç saat geçirdin?

I'm going to spend the weekend in Boston.

Hafta sonunu Boston'da geçireceğim.

I spend my time looking out of the window when I should be working.

Zamanımı çalışıyor olmam gerekirken pencereden dışarıya bakarak geçiriyorum.

How should we spend the evening?

Akşamı nasıl geçirmeliyiz?

Where did you spend your summer vacation?

Yaz tatilinizi nerede geçirdiniz?

Where did you spend your summer vacation?

Yaz tatilini nerede geçirdin?

I don't think I could spend six hours alone with you.

Seninle tek başıma altı saat zaman geçireceğimi sanmıyorum.

I wish I could spend more time with my family.

Keşke ailemle daha fazla zaman geçirebilsem.

I want to spend more time with my family.

Ailemle daha fazla zaman geçirmek istiyorum.

How much time do you spend studying French every day?

Her gün Fransızca çalışarak ne kadar zaman harcarsın?