Tom stabbed Mary with a spear.
Tom Mary'yi bir mızrakla bıçakladı.
The tip of the spear was dipped in a deadly poison.
Mızrağın ucu ölümcül bir zehre batırılmıştı.
"That shan't happen again," Fortunatus said to himself, and they started to ride at each other again. This time, Fortunatus's spear met his foe so powerfully that he flew from his horse like a ball and lay dead on the earth.
"Fortunatus kendi kendine "Bu bir daha olmayacak" dedi ve tekrar birbirlerine saldırmaya başladılar. Bu sefer Fortunatus'un mızrağı düşmanıyla o kadar güçlü bir şekilde karşılaştı ki atından top gibi uçtu ve yeryüzünde ölü yattı.
For free English to Turkish translation, utilize the Lingvanex translation apps.
We apply ultimate machine translation technology and artificial intelligence to offer a free Turkish-English online text translator.