Translation meaning & definition of the word "speaking" into Turkish language

noun

1. The utterance of intelligible speech

synonym:
• speaking
,
• speech production

1. Anlaşılır konuşmanın ifadesi

eşanlamlı:
• konuşan
,
• konuşma üretimi

2. Delivering an address to a public audience

• "People came to see the candidates and hear the speechmaking"

synonym:
• public speaking
,
• speechmaking
,
• speaking
,
• oral presentation

2. Halka açık bir kitleye bir adres sunmak

• "İnsanlar adayları görmek ve konuşma duymak için geldi"

eşanlamlı:
• topluluk önünde
,
• konuşma sanatı
,
• konuşan
,
• sözlü sunum

adjective

1. Capable of or involving speech or speaking

• "Human beings--the speaking animals"

• "A speaking part in the play"

synonym:
• speaking(a)

1. Konuşma veya konuşma yapabilen veya dahil edebilen

• "İnsanlar-konuşan hayvanlar"

• "Oyun içinde konuşan bir bölüm"

eşanlamlı:
• konuşma(a)

Examples of using

Tom knows he's not very good at speaking French.

Tom Fransızca konuşmada çok iyi olmadığını biliyor.

Tom is getting better at speaking French.

Tom Fransızca konuşmada iyiye gidiyor.

Tom is better at speaking French than Mary is.

Tom Fransızca konuşmada Mary'den daha iyidir.

Tom hesitated a moment before speaking.

Tom konuşmadan önce bir an tereddüt etti.

Tom hesitated a moment before speaking.

Tom konuşmadan önce bir an duraksadı.

I've heard Tom is really good at speaking French.

Tom'un Fransızca konuşmada gerçekten iyi olduğunu duydum.

Don't you remember how bad Tom is at speaking French?

Tom'un Fransızca konuşmada ne kadar kötü olduğunu hatırlamıyor musun?

Both Tom and Mary aren't very good at speaking French.

Hem Tom hem Mary Fransızca konuşmada çok iyi değildir.

Tom was never very good at speaking French.

Tom Fransızca konuşmada çok iyi değildi.

I'm not good at speaking French.

Fransızca konuşmada iyi değilim.

If Tom had been speaking French, I would have been able to understand him.

Tom Fransızca konuşsaydı onu anlayabilirdim.

Since Tom was speaking in French, I couldn't understand what he was saying.

Tom Fransızca konuştuğu için onun ne söylediğini anlayamadım.

Can't you see that we're speaking?

Konuştuğumuzu anlayamıyor musunuz?

Are they speaking French?

Fransızca konuşuyorlar mı?

I like speaking in French.

Fransızca konuşmayı seviyorum.

Are you good at speaking French?

Fransızca konuşmada iyi misin?

I think Tom was speaking French.

Sanırım Tom Fransızca konuşuyordu.