Translation meaning & definition of the word "speak" into Turkish language
Türk diline "konuş" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
English⟶Turkish
Speak
[Konuşmak]/spik/
verb
1. Express in speech
- "She talks a lot of nonsense"
- "This depressed patient does not verbalize"
- synonym:
- talk ,
- speak ,
- utter ,
- mouth ,
- verbalize ,
- verbalise
1. Konuşmasında ifade etmek
- "Çok saçma konuşuyor"
- "Bu depresif hasta söze dökmüyor"
- eşanlamlı:
- konuşmak ,
- ifade etmek ,
- ağız
2. Exchange thoughts
- Talk with
- "We often talk business"
- "Actions talk louder than words"
- synonym:
- talk ,
- speak
2. Fikir alışverişi
- Konuşmak
- "Çoğu zaman iş konuşuyoruz"
- "Eylemler kelimelerden daha yüksek sesle konuşur"
- eşanlamlı:
- konuşmak
3. Use language
- "The baby talks already"
- "The prisoner won't speak"
- "They speak a strange dialect"
- synonym:
- speak ,
- talk
3. Dil kullanın
- "Bebek zaten konuşuyor"
- "Mahkum konuşmuyor"
- "Tuhaf bir lehçe konuşuyorlar"
- eşanlamlı:
- konuşmak
4. Give a speech to
- "The chairman addressed the board of trustees"
- synonym:
- address ,
- speak
4. Konuşma yapmak
- "Başkan mütevelli heyetine seslendi"
- eşanlamlı:
- adres ,
- konuşmak
5. Make a characteristic or natural sound
- "The drums spoke"
- synonym:
- speak
5. Karakteristik veya doğal bir ses yapın
- "Davullar konuştu"
- eşanlamlı:
- konuşmak
Examples of using
Tom lied about being able to speak French.
Tom Fransızca konuşabildiği hakkında yalan söyledi.
Tom is the only one in our family who knows how to speak French.
Tom ailemizde Fransızca konuşmayı bilen tek kişidir.
Tom is the only one I know that can speak French.
Tom burada Fransızca konuşabilen tanıdığım tek kişidir.