Translation meaning & definition of the word "sounding" into Turkish language
Türk diline "ses veren" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
English⟶Turkish
Sounding
[Sesli]/saʊndɪŋ/
noun
1. A measure of the depth of water taken with a sounding line
- synonym:
- sounding
1. Sondaj hattı ile alınan su derinliğinin bir ölçüsü
- eşanlamlı:
- sesli
2. The act of measuring depth of water (usually with a sounding line)
- synonym:
- sounding
2. Su derinliğini ölçme eylemi (genellikle sondaj hattı ile)
- eşanlamlı:
- sesli
adjective
1. Appearing to be as specified
- Usually used as combining forms
- "Left their clothes dirty looking"
- "A most disagreeable looking character"
- "Angry-looking"
- "Liquid-looking"
- "Severe-looking policemen on noble horses"
- "Fine-sounding phrases"
- "Taken in by high-sounding talk"
- synonym:
- looking ,
- sounding
1. Belirtildiği gibi görünüyor
- Genellikle birleştirme formları olarak kullanılır
- "Giysilerini kirli görünümlü bıraktı"
- "En nahoş görünümlü karakter"
- "Kızgın görünümlü"
- "Sıvı görünümlü"
- "Asil atlarda ağır görünümlü polisler"
- "İyi sesli ifadeler"
- "Yüksek sesli konuşma tarafından ele geçirilmiş"
- eşanlamlı:
- seyir ,
- sesli
2. Having volume or deepness
- "Sounding brass and a tinkling cymbal"
- "The sounding cataract haunted me like a passion"- wordsworth
- synonym:
- sounding
2. Hacim veya derinliğe sahip olmak
- "Sesli pirinç ve çınlayan bir zil"
- "Sesli katarakt bana bir tutku gibi musallat oldu" - wordsworth
- eşanlamlı:
- sesli
3. Making or having a sound as specified
- Used as a combining form
- "Harsh-sounding"
- synonym:
- sounding
3. Belirtildiği gibi ses çıkarmak veya ses çıkarmak
- Birleştirme formu olarak kullanılır
- "Sert sesli"
- eşanlamlı:
- sesli