Translation meaning & definition of the word "sore" into Turkish language
Türk diline "boğaz" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
English⟶Turkish
Sore
[Acıyan]/sɔr/
noun
1. An open skin infection
- synonym:
- sore
1. Açık cilt enfeksiyonu
- eşanlamlı:
- acıyan
adjective
1. Hurting
- "The tender spot on his jaw"
- synonym:
- sensitive ,
- sore ,
- raw ,
- tender
1. Ağrı
- "Çenesindeki hassas nokta"
- eşanlamlı:
- duyarlı ,
- acıyan ,
- çiğ ,
- tender
2. Causing misery or pain or distress
- "It was a sore trial to him"
- "The painful process of growing up"
- synonym:
- afflictive ,
- painful ,
- sore
2. Sefalete, acıya veya sıkıntıya neden olmak
- "Onun için kötü bir duruşmaydı"
- "Büyümenin acı verici süreci"
- eşanlamlı:
- acı veren ,
- acıyan
3. Roused to anger
- "Stayed huffy a good while"- mark twain
- "She gets mad when you wake her up so early"
- "Mad at his friend"
- "Sore over a remark"
- synonym:
- huffy ,
- mad ,
- sore
3. Sinirlenmiş
- "Huffy'yi iyi vakit geçir" - mark twain
- "Onu bu kadar erken uyandırdığında kızıyor"
- "Arkadaşına deli"
- "Bir yorum üzerinden gitti"
- eşanlamlı:
- dargın ,
- çılgın ,
- acıyan
Examples of using
Tom had a sore throat.
Tom'un boğazı ağrıyordu.
I'm sore all over.
Her tarafım ağrıyor.
Tom has a sore back.
Tom'un sırtı ağrıyor.