Translation meaning & definition of the word "sometime" into Turkish language

adjective

1. Belonging to some prior time

• "Erstwhile friend"

• "Our former glory"

• "The once capital of the state"

• "Her quondam lover"

synonym:
• erstwhile(a)
,
• former(a)
,
• old
,
• onetime(a)
,
• one-time(a)
,
• quondam(a)
,
• sometime(a)

1. Önceki bir zamana ait

• "Başka bir arkadaş"

• "Eski ihtişamımız"

• "Bir zamanların devlet başkenti"

• "Onun quondam sevgilisi"

eşanlamlı:
• önceki(a)
,
• eski(a)
,
• eski
,
• onetime(a)
,
• bir defalık(a)
,
• beşparmak(a)
,
• bazen(a)

adverb

1. At some indefinite or unstated time

• "Let's get together sometime"

• "Everything has to end sometime"

• "It was to be printed sometime later"

synonym:
• sometime

1. Belirsiz veya belirtilmemiş bir zamanda

• "Bir ara bir araya gelelim"

• "Her şey bir ara bitmeli"

• "Bir süre sonra basılacaktı"

eşanlamlı:
• bir ara

Examples of using

We should go out sometime.

Bir ara dışarı çıkmalıyız.

We all have to go sometime.

Bir ara hepimiz gitmek zorundayız.

Let's schedule a meeting sometime early next week.

Gelecek hafta erken bir zamanda bir toplantı planlayalım.

I might need your help again sometime.

İleride tekrar yardımına ihtiyacım olabilir.

Try it sometime.

Bir gün onu dene.

Winter is the coldest season of the year, proof, sometime it snows.

Yılın en soğuk mevsimi kıştır, kanıt, bazen kar yağar.

I'll visit you sometime in the near future.

Gelecekte bir ara seni ziyaret edeceğim.

Tom told me that I should drop by sometime for a visit.

Tom bana ziyaret için bir ara uğramam gerektiğini söyledi.

Come and visit us in Paris sometime soon.

Yakın bir zamanda Paris'te bizi ziyaret etmeye gel.

I'd like to go to France sometime.

Bir gün Fransa'ya gitmek istiyorum.

I'd like to go to France sometime.

Bazen Fransa'ya gitmek istiyorum.

I'd be grateful if you could take a look when you've got time sometime.

Vaktin olduğunda bir bakarsan minnettar olurum.

Write me sometime, OK?

Bir ara bana yaz tamam mı?

Come and see us sometime.

Bir ara bizi görmeye gel.

"Do you mind if I call on you sometime?" "No, not at all."

"Bazen sana telefon etmemin bir sakıncası var m?" "Hayır, hiç."

"Do you mind if I call on you sometime?" "No, not at all."

"Bazen sana uğramamın bir sakıncası var mı? " "Hayır, hiç. "

Let's meet sometime in the near future.

Yakın gelecekte bir ara görüşelim.

Why don't you come by sometime after ten?

Niçin saat on'dan sonra bir ara gelmiyorsunuz?

I'd like to come around to your house sometime.

Ben, bir ara evinize uğramak istiyorum.