Examples of using
You should ask somebody else.
Başka birine sormalısın.
You need somebody like me.
Benim gibi birine ihtiyacın var.
You need somebody like me to take care of your kids.
Çocuklarına bakması için benim gibi birine ihtiyacın var.
When the truth is found to be lies and all the joy within you dies, don't you want somebody to love?
Gerçeğin yalanlardan ibaret olduğu öğrenildiğinde ve içindeki tüm neşe öldüğünde sevecek birisini istemez misin?
Tom sold it to somebody else.
Tom onu başkasına sattı.
I think there's somebody following us.
Galiba bizi takip edeni biri var.
She wants somebody to accompany her there.
Ona orada arkadaşlık edecek birini istiyor.
I know somebody who speaks French very well.
Fransızcayı çok iyi konuşan birini tanıyorum.
I need to hire somebody who can speak French.
Fransızca konuşabilen birini işe almam gerekiyor.
I think there's somebody in the next room.
Sanırım bitişik odada birisi var.
I saw somebody kiss Tom.
Birinin Tom'u öptüğünü gördüm.
Why didn't somebody help Tom?
Niçin birisi Tom'a yardım etmedi?
I once knew somebody named Tom, but that was a long time ago.
Bir zamanlar Tom diye birini tanırdım; ama bu çok uzun zaman önceydi.
I just wanted somebody to help me.
Sadece bana yardım edecek birini istiyordum.
I assume there's somebody somewhere who likes Tom.
Sanırım Tom'u seven biri bir yerde vardır.
Why didn't somebody stop Tom?
Niçin birisi Tom'u durdurmadı?
Won't somebody help me?
Lütfen, biri bana yardım etmeyecek mi?