Translation meaning & definition of the word "solid" into Turkish language
Türk diline "katı" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
Solid
[Sağlam]noun
1. Matter that is solid at room temperature and pressure
- synonym:
- solid
1. Oda sıcaklığında ve basıncında katı olan madde
- eşanlamlı:
- sağlam
2. The state in which a substance has no tendency to flow under moderate stress
- Resists forces (such as compression) that tend to deform it
- And retains a definite size and shape
- synonym:
- solid ,
- solidness ,
- solid state
2. Bir maddenin orta derecede stres altında akma eğilimi olmadığı durum
- Deforme olma eğiliminde olan kuvvetlere (sıkıştırma gibi) direnir
- Ve belirli bir boyut ve şekli korur
- eşanlamlı:
- sağlam ,
- sertlik ,
- katı haldeki
3. A three-dimensional shape
- synonym:
- solid
3. Üç boyutlu bir şekil
- eşanlamlı:
- sağlam
adjective
1. Characterized by good substantial quality
- "Solid comfort"
- "A solid base hit"
- synonym:
- solid
1. İyi önemli kalite ile karakterize edilir
- "Sağlam konfor"
- "Sağlam bir taban çarpması"
- eşanlamlı:
- sağlam
2. Of definite shape and volume
- Firm
- Neither liquid nor gaseous
- "Ice is water in the solid state"
- synonym:
- solid
2. Kesin şekil ve hacim
- Sağlam
- Ne sıvı ne de gaz
- "Buz katı haldeki sudur"
- eşanlamlı:
- sağlam
3. Entirely of one substance with no holes inside
- "A solid block of wood"
- synonym:
- solid
3. Tamamen içinde delik olmayan bir maddeden
- "Katı bir tahta bloğu"
- eşanlamlı:
- sağlam
4. Of one substance or character throughout
- "Solid gold"
- "Carved out of solid rock"
- synonym:
- solid
4. Bir madde veya karakter boyunca
- "Katı altın" demek"
- "Katı kayadan oyulmuş"
- eşanlamlı:
- sağlam
5. Uninterrupted in space
- Having no gaps or breaks
- "A solid line across the page"
- "Solid sheets of water"
- synonym:
- solid
5. Uzayda kesintisiz
- Boşluk veya kırılma olmaması
- "Sayfa boyunca düz bir çizgi"
- "Katı su tabakaları"
- eşanlamlı:
- sağlam
6. Providing abundant nourishment
- "A hearty meal"
- "Good solid food"
- "Ate a substantial breakfast"
- "Four square meals a day"
- synonym:
- hearty ,
- satisfying ,
- solid ,
- square ,
- substantial
6. Bol beslenme sağlanması
- "Zevkli bir yemek"
- "İyi katı yiyecekler"
- "Önemli bir kahvaltı yapın"
- "Günde dört öğün yemek"
- eşanlamlı:
- içten ,
- tatmin edici ,
- sağlam ,
- kare ,
- önemli
7. Of good quality and condition
- Solidly built
- "A solid foundation"
- "Several substantial timber buildings"
- synonym:
- solid ,
- strong ,
- substantial
7. Kaliteli ve iyi durumda
- Sağlam inşa edilmiş
- "Sağlam bir temel"
- "Birkaç önemli ahşap bina"
- eşanlamlı:
- sağlam ,
- güçlü ,
- önemli
8. Not soft or yielding to pressure
- "A firm mattress"
- "The snow was firm underfoot"
- "Solid ground"
- synonym:
- firm ,
- solid
8. Yumuşak değil veya basınca bağlı değil
- "Sert bir yatak"
- "Kar ayak altında sert"
- "Katı zemin"
- eşanlamlı:
- sağlam
9. Having three dimensions
- "A solid object"
- synonym:
- solid
9. Üç boyuta sahip olmak
- "Katı bir nesne"
- eşanlamlı:
- sağlam
10. Impenetrable for the eye
- "Solid blackness"
- synonym:
- solid
10. Göze karşı geçilmez
- "Katı siyahlık"
- eşanlamlı:
- sağlam
11. Financially sound
- "The bank is solid and will survive this attack"
- synonym:
- solid
11. Finansal olarak sağlam
- "Banka sağlam ve bu saldırıdan kurtulacak"
- eşanlamlı:
- sağlam
12. Of a substantial character and not frivolous or superficial
- "Work of solid scholarship"
- "Based on solid facts"
- synonym:
- solid
12. Önemli bir karakter ve anlamsız veya yüzeysel değil
- "Sağlam burs çalışması"
- "Katı gerçeklere dayanarak"
- eşanlamlı:
- sağlam
13. Meriting respect or esteem
- "An upstanding member of the community"
- synonym:
- upstanding ,
- solid
13. Saygıyı veya saygıyı hak etmek
- "Topluluğun saygın bir üyesi"
- eşanlamlı:
- dürüst ,
- sağlam
14. Of the same color throughout
- "Solid color"
- synonym:
- solid ,
- self-colored ,
- self-coloured
14. Boyunca aynı renk
- "Katı renk"
- eşanlamlı:
- sağlam ,
- kendi renginde
15. Acting together as a single undiversified whole
- "A solid voting bloc"
- synonym:
- solid ,
- unanimous ,
- whole
15. Tek bir çeşit çeşitlenmemiş bütün olarak birlikte hareket etmek
- "Sağlam bir oylama bloğu"
- eşanlamlı:
- sağlam ,
- oybirliği ,
- bütün