Translation meaning & definition of the word "soldier" into Turkish language

noun

1. An enlisted man or woman who serves in an army

• "The soldiers stood at attention"

synonym:
• soldier

1. Bir orduda hizmet eden kayıtlı bir erkek veya kadın

• "Askerler dikkat çekti"

eşanlamlı:
• asker

2. A wingless sterile ant or termite having a large head and powerful jaws adapted for defending the colony

synonym:
• soldier

2. Koloniyi savunmak için uyarlanmış büyük bir kafaya ve güçlü çenelere sahip kanatsız steril bir karınca veya termit

eşanlamlı:
• asker

verb

1. Serve as a soldier in the military

synonym:
• soldier

1. Askerde asker olarak görev yap

eşanlamlı:
• asker

Examples of using

Tom became a soldier.

Tom bir asker oldu.

My grandfather was a soldier in the war.

Dedem savaşta askerdi.

She fell in love with a young soldier.

Genç bir askere aşık oldu.

Were you a soldier?

Asker miydiniz?

Were you a soldier?

Asker miydin?

You're a good soldier.

Sen iyi bir askersin.

I'm not a soldier anymore.

Artık bir asker değilim.

Tom is a soldier.

Tom bir asker.

The soldier ran.

Askerler koştu.

"Who is he?" "A soldier that will fight."

"O kim?" "Savaşacak bir asker."

I'm not a soldier.

Ben bir asker değilim.

He was a brave soldier.

O, cesur bir askerdi.

When Tom was eighteen, he decided that he wanted to become a soldier.

Tom on sekiz yaşındayken, bir asker olmak istediğine karar verdi.

The young soldier was confused.

Genç askerin kafası karıştı.

The soldier is going away.

Asker uzaklaşıyor.

The soldier groaned with pain.

Asker acı ile inledi.

The soldier aimed his gun at the man.

Asker silahını adama doğrulttu.

The wounded soldier could hardly walk.

Yaralı asker güçlükle yürüyebiliyordu.

He shot an arrow at the soldier.

O, askere bir ok attı.

My grandfather was a soldier during the war.

Büyük babam savaş sırasında bir askerdi.