Translation meaning & definition of the word "soggy" into Turkish language
Türk diline "soggy" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
English⟶Turkish
Soggy
[Uyuşuk]/sɑgi/
adjective
1. (of soil) soft and watery
- "The ground was boggy under foot"
- "A marshy coastline"
- "Miry roads"
- "Wet mucky lowland"
- "Muddy barnyard"
- "Quaggy terrain"
- "The sloughy edge of the pond"
- "Swampy bayous"
- synonym:
- boggy ,
- marshy ,
- miry ,
- mucky ,
- muddy ,
- quaggy ,
- sloppy ,
- sloughy ,
- soggy ,
- squashy ,
- swampy ,
- waterlogged
1. (toprak) yumuşak ve sulu
- "Yere ayaklar altında bataktı"
- "Bataklık bir sahil şeridi"
- "Miry roads"
- "Islak mucky ova"
- "Çamurlu ahır"
- "Alçakgönüllü arazi"
- "Gölün çamurlu kenarı"
- "Bataklık bayous"
- eşanlamlı:
- bataklık ,
- sulak ,
- pis ,
- bulanık ,
- cıvık ,
- kabuklu ,
- uyuşuk ,
- yumuşak ,
- bataklıklı ,
- su dolu
2. Having the consistency of dough because of insufficient leavening or improper cooking
- "The cake fell
- It's a doughy mess"
- synonym:
- doughy ,
- soggy
2. Yetersiz mayalama veya yanlış pişirme nedeniyle hamur kıvamına sahip olmak
- "Paket düştü mü
- Bu hamur gibi bir karmaşa"
- eşanlamlı:
- solgun ,
- uyuşuk
3. Slow and apathetic
- "She was fat and inert"
- "A sluggish worker"
- "A mind grown torpid in old age"
- synonym:
- inert ,
- sluggish ,
- soggy ,
- torpid
3. Yavaş ve kayıtsız
- "Şişman ve inertti"
- "Yavaş bir işçi"
- "Yaşlılıkta sağanak yetiştirilen bir zihin"
- eşanlamlı:
- hareketsiz ,
- uyuşuk ,
- cansız