Lingvanex Tranalator

Translator for


translation app

Lingvanex - your universal translation app

Translator for

Download For Free

Translation meaning & definition of the word "snake" into Turkish language

Türk diline "yılan" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı

EnglishTurkish

Snake

[Yılan]
/snek/

noun

1. Limbless scaly elongate reptile

  • Some are venomous
    synonym:
  • snake
  • ,
  • serpent
  • ,
  • ophidian

1. Uzuvsuz pullu uzamış sürüngen

  • Bazıları zehirli oluyor
    eşanlamlı:
  • yılan
  • ,
  • ophidiyan

2. A deceitful or treacherous person

    synonym:
  • snake
  • ,
  • snake in the grass

2. Hain veya aldatıcı bir insan

    eşanlamlı:
  • yılan
  • ,
  • çimlerde yılan

3. A tributary of the columbia river that rises in wyoming and flows westward

  • Discovered in 1805 by the lewis and clark expedition
    synonym:
  • Snake
  • ,
  • Snake River

3. Wyoming'de yükselen ve batıya doğru akan columbia nehri'nin bir kolu

  • 1805 yılında lewis and clark expedition tarafından keşfedilmiştir
    eşanlamlı:
  • Yılan
  • ,
  • Yılan Nehri

4. A long faint constellation in the southern hemisphere near the equator stretching between virgo and cancer

    synonym:
  • Hydra
  • ,
  • Snake

4. Güney yarımkürede başak ve kanser arasında uzanan ekvatorun yakınında uzun soluk bir takımyıldız

    eşanlamlı:
  • Hydra
  • ,
  • Yılan

5. Something long, thin, and flexible that resembles a snake

    synonym:
  • snake

5. Yılana benzeyen uzun, ince ve esnek bir şey

    eşanlamlı:
  • yılan

verb

1. Move smoothly and sinuously, like a snake

    synonym:
  • snake

1. Bir yılan gibi düzgün ve sinuously hareket edin

    eşanlamlı:
  • yılan

2. Form a snake-like pattern

  • "The river snakes through the valley"
    synonym:
  • snake

2. Yılan benzeri bir desen oluşturun

  • "Vadi boyunca nehir yılanları"
    eşanlamlı:
  • yılan

3. Move along a winding path

  • "The army snaked through the jungle"
    synonym:
  • snake

3. Dolambaçlı bir yol boyunca ilerleyin

  • "Ordu ormana sızdı"
    eşanlamlı:
  • yılan

Examples of using

I didn't know that you owned a snake.
Bir yılana sahip olduğunu bilmiyordum.
Is the snake alive?
Yılan yaşıyor mu?
The most dangerous thing Tom ever wanted to try to do was to hold a poisonous snake.
Tom'un şu ana kadar yapmayı denemek istediği en tehlikeli şey zehirli bir yılanı tutmaktı.