Translation meaning & definition of the word "smoking" into Turkish language

noun

1. The act of smoking tobacco or other substances

• "He went outside for a smoke"

• "Smoking stinks"

synonym:
• smoke
,
• smoking

1. Tütün veya diğer maddelerin içilmesi

• "Sigara içmek için dışarı çıktı"

• "Sigara kokar"

eşanlamlı:
• duman
,
• sigara içen

2. A hot vapor containing fine particles of carbon being produced by combustion

• "The fire produced a tower of black smoke that could be seen for miles"

synonym:
• smoke
,
• smoking

2. Yanma ile üretilen ince karbon parçacıkları içeren sıcak bir buhar

• "Ateş, kilometrelerce görülebilen bir siyah duman kulesi üretti"

eşanlamlı:
• duman
,
• sigara içen

adjective

1. Emitting smoke in great volume

• "A smoking fireplace"

synonym:
• smoking

1. Büyük miktarda duman yaymak

• "Sigara içilen bir şömine"

eşanlamlı:
• sigara içen

Examples of using

Tom has helped a lot of people quit smoking.

Tom bir sürü insana sigarayı bırakması için yardımcı oldu.

You must convince Tom to stop smoking.

Sigarayı bırakması için Tom'u ikna etmelisin.

The doctor said he wants you to quit smoking.

Doktor sigarayı bırakmanı istediğini söyledi.

Tom promised he'd quit smoking.

Tom sigarayı bırakacağına söz verdi.

I was smoking.

Sigara içiyordum.

Tom is still smoking.

Tom hâlâ sigara içiyor.

I saw Tom smoking a cigarette.

Tom'un sigara içtiğini gördüm.

I quit smoking three years ago.

Üç yıl önce sigarayı bıraktım.

Tom was smoking.

Tom sigara içiyordu.

Tom sat alone on the porch smoking a cigar.

Tom bir puro içerken verandada tek başına oturdu.

He stopped smoking and started running.

Sigarayı bıraktı ve koşmaya başladı.

Have you been smoking?

Sigara mı içiyordun?

Tom is smoking.

Tom sigara içiyor.

The doctor told Mr. Smith to give up smoking.

Doktor Bay Smith'e sigarayı bırakmasını söyledi.

Tom asked Mary to quit smoking.

Tom Mary'den sigarayı bırakmasını rica etti.

Don't forget smoking is bad for your health.

Sigara içmenin sağlığın için zararlı olduğunu unutma.

He has stopped smoking.

O, sigara içmeyi bıraktı.

I quit smoking and drinking.

Ben sigara ve içki içmekten vazgeçtim.

Tom ought to stop smoking.

Tom sigara içmeyi bırakmalı.