Translation meaning & definition of the word "slick" into Turkish language
Türk diline "kaymak" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
Slick
[Pürüzsüz]noun
1. A slippery smoothness
- "He could feel the slickness of the tiller"
- synonym:
- slickness ,
- slick ,
- slipperiness ,
- slip
1. Kaygan bir pürüzsüzlük
- "Yekenin kayganlığını hissedebiliyordu"
- eşanlamlı:
- kayganlık ,
- pürüzsüz ,
- kaypaklık ,
- kaydırmak
2. A magazine printed on good quality paper
- synonym:
- slick ,
- slick magazine ,
- glossy
2. Kaliteli kağıda basılmış bir dergi
- eşanlamlı:
- pürüzsüz ,
- kaliteli dergi ,
- parlak
3. A film of oil or garbage floating on top of water
- synonym:
- slick
3. Su üstünde yüzen bir yağ veya çöp filmi
- eşanlamlı:
- pürüzsüz
4. A trowel used to make a surface slick
- synonym:
- slick
4. Yüzey kayganlığı yapmak için kullanılan bir mala
- eşanlamlı:
- pürüzsüz
verb
1. Make slick or smooth
- synonym:
- slick ,
- sleek
1. Kaygan veya pürüzsüz hale getirin
- eşanlamlı:
- pürüzsüz ,
- şık
2. Give a smooth and glossy appearance
- "Slick one's hair"
- synonym:
- slick ,
- slick down ,
- sleek down
2. Pürüzsüz ve parlak bir görünüm verin
- "Birinin saçını tara"
- eşanlamlı:
- pürüzsüz ,
- süzülerek bastırmak ,
- dikkatsizce indirmek
adjective
1. Made slick by e.g. ice or grease
- "Sidewalks slick with ice"
- "Roads are slickest when rain has just started and hasn't had time to wash away the oil"
- synonym:
- slick
1. Örneğin buz veya gres ile kayganlaştırılır
- "Sidewalks buzla kayıyor"
- "Yağlar, yağmur yeni başladığında ve yağı yıkamak için zamanı olmadığında en kaygandır"
- eşanlamlı:
- pürüzsüz
2. Having only superficial plausibility
- "Glib promises"
- "A slick commercial"
- synonym:
- glib ,
- pat ,
- slick
2. Sadece yüzeysel bir makullüğe sahip olmak
- "Glib sözler"
- "Kaygan bir reklam"
- eşanlamlı:
- dilli ,
- pat ,
- pürüzsüz
3. Having a smooth, gleaming surface reflecting light
- "Glossy auburn hair"
- "Satiny gardenia petals"
- "Sleek black fur"
- "Silken eyelashes"
- "Silky skin"
- "A silklike fabric"
- "Slick seals and otters"
- synonym:
- satiny ,
- sleek ,
- silken ,
- silky ,
- silklike ,
- slick
3. Işığı yansıtan pürüzsüz, ışıltılı bir yüzeye sahip olmak
- "Parlak kumral saç"
- "Satiny gardenia yaprakları"
- "Şırık siyah kürk"
- "İpeksi kirpikler"
- "İpeksi cilt"
- "İpeksi bir kumaş"
- "Fok ve su samuru"
- eşanlamlı:
- saten gibi ,
- şık ,
- ipekli ,
- yumuşacık ,
- ipeksi ,
- pürüzsüz
4. Marked by skill in deception
- "Cunning men often pass for wise"
- "Deep political machinations"
- "A foxy scheme"
- "A slick evasive answer"
- "Sly as a fox"
- "Tricky dick"
- "A wily old attorney"
- synonym:
- crafty ,
- cunning ,
- dodgy ,
- foxy ,
- guileful ,
- knavish ,
- slick ,
- sly ,
- tricksy ,
- tricky ,
- wily
4. Aldatma becerisiyle işaretlenmiştir
- "Kurnaz insanlar genellikle bilge kişilerdir"
- "Derin siyasi entrikalar"
- "Bir foxy şeması"
- "Kaygan kaçamak cevap"
- "Tilki gibi kurnaz"
- "Zengin dick"
- "Zalim yaşlı bir avukat"
- eşanlamlı:
- kurnaz ,
- kurnazlık ,
- hilekâr ,
- pürüzsüz ,
- hileli