Translation meaning & definition of the word "sleep" into Turkish language
Türk diline "uyku" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
English⟶Turkish
Sleep
[Uyku]/slip/
noun
1. A natural and periodic state of rest during which consciousness of the world is suspended
- "He didn't get enough sleep last night"
- "Calm as a child in dreamless slumber"
- synonym:
- sleep ,
- slumber
1. Dünya bilincinin askıya alındığı doğal ve periyodik bir dinlenme durumu
- "Dün gece yeterince uyuyamadı"
- "Rüyasız uykuda bir çocuk olarak sakin"
- eşanlamlı:
- uyku ,
- pineklemek
2. A torpid state resembling deep sleep
- synonym:
- sleep ,
- sopor
2. Derin uykuya benzeyen bir sağanak durum
- eşanlamlı:
- uyku ,
- sopor
3. A period of time spent sleeping
- "He felt better after a little sleep"
- "There wasn't time for a nap"
- synonym:
- sleep ,
- nap
3. Uyumak için harcanan bir süre
- "Küçük bir uykudan sonra daha iyi hissetti"
- "Şekerleme için zaman yoktu"
- eşanlamlı:
- uyku
4. Euphemisms for death (based on an analogy between lying in a bed and in a tomb)
- "She was laid to rest beside her husband"
- "They had to put their family pet to sleep"
- synonym:
- rest ,
- eternal rest ,
- sleep ,
- eternal sleep ,
- quietus
4. Ölüm için örtmeceler (bir yatakta ve bir mezarda yatmak arasındaki analojiye dayanarak)
- "Kocasının yanında dinlenmek için yatırıldı"
- "Aile hayvanlarını uyutmak zorunda kaldılar"
- eşanlamlı:
- dinlenme ,
- sonsuz dinlenme ,
- uyku ,
- sonsuz uyku ,
- sessizlik
verb
1. Be asleep
- synonym:
- sleep ,
- kip ,
- slumber ,
- log Z's ,
- catch some Z's
1. Uyumak
- eşanlamlı:
- uyku ,
- yatak ,
- pineklemek ,
- log Z'nin ,
- biraz Z yakalayın
2. Be able to accommodate for sleeping
- "This tent sleeps six people"
- synonym:
- sleep
2. Uyumak için uyum sağlayabilmek
- "Bu çadır altı kişiyi uyutuyor"
- eşanlamlı:
- uyku
Examples of using
Tom groaned in his sleep.
Tom uykusunda inledi.
Tom drifted off to sleep.
Tom uykuya daldı.
Tom didn't sleep a wink.
Tom gözünü bile kırpmadı.