Translation meaning & definition of the word "skunk" into Turkish language
Türk diline "skunk" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
English⟶Turkish
Skunk
[Kokarca]/skəŋk/
noun
1. A person who is deemed to be despicable or contemptible
- "Only a rotter would do that"
- "Kill the rat"
- "Throw the bum out"
- "You cowardly little pukes!"
- "The british call a contemptible person a `git'"
- synonym:
- rotter ,
- dirty dog ,
- rat ,
- skunk ,
- stinker ,
- stinkpot ,
- bum ,
- puke ,
- crumb ,
- lowlife ,
- scum bag ,
- so-and-so ,
- git
1. Aşağılık veya aşağılık olduğu düşünülen bir kişi
- "Sadece bir çürük bunu yapar"
- "Fare öldür" dediler"
- "Serseri dışarı at"
- "Seni korkak küçük kusmuklar!"
- "İngilizler aşağılayıcı bir kişiye `magit' derler'"
- eşanlamlı:
- it herif ,
- pis köpek ,
- sıçan ,
- kokarca ,
- gıcık ,
- kokuşmuşluk ,
- kıç ,
- kusmak ,
- kırıntı ,
- alçak hayat ,
- pislik torbası ,
- öyle ya ,
- git
2. A defeat in a game where one side fails to score
- synonym:
- shutout ,
- skunk
2. Bir tarafın gol atamadığı bir oyunda yenilgi
- eşanlamlı:
- lokavt ,
- kokarca
3. Street names for marijuana
- synonym:
- pot ,
- grass ,
- green goddess ,
- dope ,
- weed ,
- gage ,
- sess ,
- sens ,
- smoke ,
- skunk ,
- locoweed ,
- Mary Jane
3. Esrar için sokak isimleri
- eşanlamlı:
- pot ,
- çim ,
- yeşil tanrıça ,
- uyuşturucu ,
- esrar ,
- gauge ,
- sess ,
- duygu ,
- duman ,
- kokarca ,
- çekirdekli ,
- Mary Jane
4. American musteline mammal typically ejecting an intensely malodorous fluid when startled
- In some classifications put in a separate subfamily mephitinae
- synonym:
- skunk ,
- polecat ,
- wood pussy
4. Amerikan musteline memeli tipik olarak ürktüğünde yoğun bir şekilde malodor bir sıvı çıkarır
- Bazı sınıflandırmalarda mephitinae alt familyasına konur
- eşanlamlı:
- kokarca ,
- ahşap kedi
verb
1. Defeat by a lurch
- synonym:
- lurch ,
- skunk
1. Zorlukla mağlup etmek
- eşanlamlı:
- sallanmak ,
- kokarca
Examples of using
I swerved to avoid hitting a skunk.
Bir kokarcayı vurmayı sakınmaktan caydım.
The last time I saw Tom he was as drunk as a skunk.
Tom'u son gördüğümde bir kokarca kadar sarhoştu.