Translation meaning & definition of the word "sink" into Turkish language
Türk diline "lavabo" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
Sink
[Lavabo]noun
1. Plumbing fixture consisting of a water basin fixed to a wall or floor and having a drainpipe
- synonym:
- sink
1. Bir duvara veya zemine sabitlenmiş ve bir drenaj borusuna sahip bir su havzasından oluşan tesisat armatürü
- eşanlamlı:
- lavabo
2. (technology) a process that acts to absorb or remove energy or a substance from a system
- "The ocean is a sink for carbon dioxide"
- synonym:
- sink
2. (teknoloji) bir sistemden enerji veya maddeyi emen veya uzaklaştıran bir işlemdir
- "Okyanuslar karbondioksit için bir lavabo"
- eşanlamlı:
- lavabo
3. A depression in the ground communicating with a subterranean passage (especially in limestone) and formed by solution or by collapse of a cavern roof
- synonym:
- sinkhole ,
- sink ,
- swallow hole
3. Bir yeraltı geçidi (özellikle kireçtaşı) ile iletişim kuran ve çözelti veya bir mağara çatısının çökmesiyle oluşan zeminde bir depresyon
- eşanlamlı:
- düdük ,
- lavabo ,
- yutkunma deliği
4. A covered cistern
- Waste water and sewage flow into it
- synonym:
- cesspool ,
- cesspit ,
- sink ,
- sump
4. Kapalı bir sarnıç
- Atık su ve kanalizasyon içine akar
- eşanlamlı:
- çöplük ,
- fosseptik ,
- lavabo ,
- lağım çukuru
verb
1. Fall or descend to a lower place or level
- "He sank to his knees"
- synonym:
- sink ,
- drop ,
- drop down
1. Daha düşük bir yere veya seviyeye düşmek veya alçalmak
- "Dizlerinin üstüne çöktü"
- eşanlamlı:
- lavabo ,
- damlamak ,
- düşmek
2. Cause to sink
- "The japanese sank american ships in pearl harbor"
- synonym:
- sink
2. Batırmak
- "Japonlar pearl harbor'da amerikan gemilerini batırdı"
- eşanlamlı:
- lavabo
3. Pass into a specified state or condition
- "He sank into nirvana"
- synonym:
- sink ,
- pass ,
- lapse
3. Belirli bir duruma veya koşula geçmek
- "Nirvana'ya battı"
- eşanlamlı:
- lavabo ,
- geçmek ,
- sapmak
4. Go under, "the raft sank and its occupants drowned"
- synonym:
- sink ,
- settle ,
- go down ,
- go under
4. Altına gir, "sil battı ve sakinleri boğuldu"
- eşanlamlı:
- lavabo ,
- yerleşmek ,
- aşağıya gitmek ,
- iflas etmek
5. Descend into or as if into some soft substance or place
- "He sank into bed"
- "She subsided into the chair"
- synonym:
- sink ,
- subside
5. Yumuşak bir maddeye veya yere inmek veya sanki
- "O yatağa battı"
- "Konuğa yattı"
- eşanlamlı:
- lavabo ,
- alçalmak
6. Appear to move downward
- "The sun dipped below the horizon"
- "The setting sun sank below the tree line"
- synonym:
- dip ,
- sink
6. Aşağı doğru hareket ediyor gibi
- "Güneş ufkun altına daldı"
- "Yarayan güneş ağaç çizgisinin altına battı"
- eşanlamlı:
- batırmak ,
- lavabo
7. Fall heavily or suddenly
- Decline markedly
- "The real estate market fell off"
- synonym:
- slump ,
- fall off ,
- sink
7. Ağır ya da aniden düşmek
- Belirgin bir şekilde düşmek
- "Emlak piyasası düştü"
- eşanlamlı:
- çökmek ,
- düşmek ,
- lavabo
8. Fall or sink heavily
- "He slumped onto the couch"
- "My spirits sank"
- synonym:
- slump ,
- slide down ,
- sink
8. Ağır düşmek veya batmak
- "Kanepeye düştü"
- "Ruhlarım battı"
- eşanlamlı:
- çökmek ,
- düşmek ,
- lavabo
9. Embed deeply
- "She sank her fingers into the soft sand"
- "He buried his head in her lap"
- synonym:
- bury ,
- sink
9. Derinlemesine gömmek
- "Parmaklarını yumuşak kuma batırdı"
- "Kafasını kucağına gömdü"
- eşanlamlı:
- gömmek ,
- lavabo