Translation meaning & definition of the word "sinister" into Turkish language
Türk diline "günahkar" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
English⟶Turkish
Sinister
[Kötü]/sɪnɪstər/
adjective
1. Threatening or foreshadowing evil or tragic developments
- "A baleful look"
- "Forbidding thunderclouds"
- "His tone became menacing"
- "Ominous rumblings of discontent"
- "Sinister storm clouds"
- "A sinister smile"
- "His threatening behavior"
- "Ugly black clouds"
- "The situation became ugly"
- synonym:
- baleful ,
- forbidding ,
- menacing ,
- minacious ,
- minatory ,
- ominous ,
- sinister ,
- threatening
1. Kötü veya trajik gelişmeleri tehdit etmek veya önceden haber vermek
- "Yalancı bir bakış"
- "Thunderclouds'u yasaklamak"
- "Tonu tehditkar oldu"
- "Çirkin hoşnutsuzluk gümbürtüleri"
- "Günahkar fırtına bulutları"
- "Korkunç bir gülümseme"
- "Tehditkar davranışı"
- "Çirkin kara bulutlar"
- "Durum çirkinleşti"
- eşanlamlı:
- kötü niyetli ,
- korkutucu ,
- tehditkar ,
- uğursuz ,
- kötü ,
- tehdit eden
2. Stemming from evil characteristics or forces
- Wicked or dishonorable
- "Black deeds"
- "A black lie"
- "His black heart has concocted yet another black deed"
- "Darth vader of the dark side"
- "A dark purpose"
- "Dark undercurrents of ethnic hostility"
- "The scheme of some sinister intelligence bent on punishing him"-thomas hardy
- synonym:
- black ,
- dark ,
- sinister
2. Kötü özelliklerden veya güçlerden kaynaklanır
- Kötü veya onursuz
- "Kara işler"
- "Siyah bir yalan"
- "Kara kalbi başka bir kara eylem daha uydurdu"
- "Karanlık tarafın darth vader'ı"
- "Karanlık bir amaç"
- "Etnik düşmanlığın karanlık akımları"
- "Bazı uğursuz zekanın şeması onu cezalandırmaya eğildi" - thomas hardy
- eşanlamlı:
- siyah ,
- karanlık ,
- kötü
3. On or starting from the wearer's left
- "Bar sinister"
- synonym:
- sinister
3. Kullanıcının solundan başlayarak veya
- "Kötü adam" bar"
- eşanlamlı:
- kötü