Translation meaning & definition of the word "similar" into Turkish language
Türk diline "benzer" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
English⟶Turkish
Similar
[Benzer]/sɪmələr/
adjective
1. Marked by correspondence or resemblance
- "Similar food at similar prices"
- "Problems similar to mine"
- "They wore similar coats"
- synonym:
- similar
1. Yazışma veya benzerlik ile işaretlenmiştir
- "Benzer fiyatlarla benzer yemekler"
- "Benimkine benzer sorunlar"
- "Benzer katlar giyiyorlardı"
- eşanlamlı:
- benzer
2. Having the same or similar characteristics
- "All politicians are alike"
- "They looked utterly alike"
- "Friends are generally alike in background and taste"
- synonym:
- alike(p) ,
- similar ,
- like
2. Aynı veya benzer özelliklere sahip olmak
- "Bütün politikacılar birbirine benzer"
- "Tamamen birbirine benziyorlardı"
- "Arkadaşlar genellikle arka planda ve zevkte aynıdır"
- eşanlamlı:
- benzer(p) ,
- benzer ,
- gibi
3. Resembling or similar
- Having the same or some of the same characteristics
- Often used in combination
- "Suits of like design"
- "A limited circle of like minds"
- "Members of the cat family have like dispositions"
- "As like as two peas in a pod"
- "Doglike devotion"
- "A dreamlike quality"
- synonym:
- like ,
- similar
3. Benzer veya benzer
- Aynı veya aynı özelliklerden bazılarına sahip olmak
- Genellikle kombinasyon halinde kullanılır
- "Benzeri tasarımın giysileri"
- "Benzeri zihinlerin sınırlı bir çemberi"
- "Kedi ailesinin üyeleri benzer eğilimlere sahiptir"
- "Bir bakladaki iki bezelye gibi"
- "Köpeksi bağlılık"
- "Rüya gibi bir kalite"
- eşanlamlı:
- gibi ,
- benzer
4. (of words) expressing closely related meanings
- synonym:
- similar
4. (kelimelerin) yakından ilişkili anlamları ifade eder
- eşanlamlı:
- benzer
5. Capable of replacing or changing places with something else
- Permitting mutual substitution without loss of function or suitability
- "Interchangeable electric outlets" "interchangeable parts"
- synonym:
- exchangeable ,
- interchangeable ,
- similar ,
- standardized ,
- standardised
5. Yerleri başka bir şeyle değiştirebilme veya değiştirebilme
- İşlev veya uygunluk kaybı olmadan karşılıklı ikameye izin vermek
- "Değiştirilebilir elektrik prizleri" "değiştirilebilir parçalar"
- eşanlamlı:
- değiştirilebilir ,
- benzer ,
- standart ,
- standartlaştırılmış
Examples of using
Tom was wearing clothes similar to John's.
Tom John'unkine benzer kıyafetler giyiyordu.
Tom was dressed in clothes similar to John's.
Tom John'ınkine benzer giysiler giymişti.
Does French have a similar expression?
Fransızca benzer bir ifadeye sahip mi?