Translation meaning & definition of the word "silly" into Turkish language
Türk diline "sally" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
English⟶Turkish
Silly
[Saçma]/sɪli/
noun
1. A word used for misbehaving children
- "Don't be a silly"
- synonym:
- silly
1. Çocuklara yanlış davranmak için kullanılan bir kelime
- "Aptal olma"
- eşanlamlı:
- saçma
adjective
1. Ludicrous, foolish
- "Gave me a cockamamie reason for not going"
- "Wore a goofy hat"
- "A silly idea"
- "Some wacky plan for selling more books"
- synonym:
- cockamamie ,
- cockamamy ,
- goofy ,
- sappy ,
- silly ,
- wacky ,
- whacky ,
- zany
1. Gülünç, aptal
- "Bana gitmemem için bir cockamamie nedeni ver"
- "Aptal bir şapka giydim"
- "Aptalca bir fikir"
- "Daha fazla kitap satmak için bazı tuhaf planlar"
- eşanlamlı:
- cockamamie ,
- horozkameş ,
- aptal ,
- özlü ,
- saçma ,
- ürkütücü ,
- sotarı
2. Lacking seriousness
- Given to frivolity
- "A dizzy blonde"
- "Light-headed teenagers"
- "Silly giggles"
- synonym:
- airheaded ,
- dizzy ,
- empty-headed ,
- featherbrained ,
- giddy ,
- light-headed ,
- lightheaded ,
- silly
2. Ciddiyetsizlik
- Anlamsızlığa teslim
- "Baş döndürücü bir sarışın"
- "Hafif kafalı gençler"
- "Şeytani kıkırdar"
- eşanlamlı:
- havadar ,
- sersemlemiş ,
- boş kafalı ,
- kuş beyinli ,
- saçma
3. Inspiring scornful pity
- "How silly an ardent and unsuccessful wooer can be especially if he is getting on in years"- dashiell hammett
- synonym:
- pathetic ,
- ridiculous ,
- silly
3. İlham verici küçümseyici acıma
- "Güvenilir ve başarısız bir wooer, özellikle yıllar içinde devam ediyorsa ne kadar aptalca olabilir" - dashiell hammett
- eşanlamlı:
- acıklı ,
- gülünç ,
- saçma
4. Dazed from or as if from repeated blows
- "Knocked silly by the impact"
- "Slaphappy with exhaustion"
- synonym:
- punch-drunk ,
- silly ,
- slaphappy
4. Tekrarlanan darbelerden şaşkın veya sanki
- "Darbeden aptalca vurulmuş"
- "Tükenmişlikten memnun"
- eşanlamlı:
- sersemlemiş ,
- saçma
Examples of using
I'm fed up with Tom's silly antics.
Tom'un aptalca tuhaflıklarından bıktım.
Tom had a silly look on his face.
Tom'un yüzünde aptalca bir ifade vardı.
This is silly, isn't it?
Aptalca, değil mi?