Translation meaning & definition of the word "silent" into Turkish language
Türk diline "sessiz" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
English⟶Turkish
Silent
[Sessiz]/saɪlənt/
adjective
1. Marked by absence of sound
- "A silent house"
- "Soundless footsteps on the grass"
- "The night was still"
- synonym:
- silent ,
- soundless ,
- still
1. Ses yokluğu ile işaretlenir
- "Sessiz bir ev"
- "Çimlerin üzerinde sessiz ayak sesleri"
- "Gece hala duruyordu"
- eşanlamlı:
- sessiz ,
- gürültüsüz ,
- hâlâ
2. Failing to speak or communicate etc when expected to
- "The witness remained silent"
- synonym:
- mum ,
- silent
2. Beklendiği zaman konuşma veya iletişim kurmamak vb
- "Tanık sessiz kaldı"
- eşanlamlı:
- anne ,
- sessiz
3. Implied by or inferred from actions or statements
- "Gave silent consent"
- "A tacit agreement"
- "The understood provisos of a custody agreement"
- synonym:
- silent ,
- tacit ,
- understood
3. Eylemler veya ifadeler tarafından ima veya çıkarım
- "Sessiz rıza gösterdi"
- "Taklit anlaşması"
- "Bir velayet anlaşmasının anlaşılmış provizoları"
- eşanlamlı:
- sessiz ,
- anladım
4. Not made to sound
- "The silent `h' at the beginning of `honor'"
- "In french certain letters are often unsounded"
- synonym:
- silent ,
- unsounded
4. Sese göre yapılmamış
- "`onur'un başlangıcındaki sessiz `h'"
- "Fransızca'da bazı harfler genellikle asılsızdır"
- eşanlamlı:
- sessiz ,
- asılsız
5. Having a frequency below or above the range of human audibility
- "A silent dog whistle"
- synonym:
- silent
5. İnsan duyulabilirliğinin altında veya üstünde bir frekansa sahip olmak
- "Sessiz bir köpek düdüğü"
- eşanlamlı:
- sessiz
6. Unable to speak because of hereditary deafness
- synonym:
- dumb ,
- mute ,
- silent
6. Kalıtsal sağırlık yüzünden konuşamıyor
- eşanlamlı:
- aptal ,
- sessiz
Examples of using
Tom asked us to be silent.
Tom sessiz olmamızı istedi.
Tom was silent for a moment.
Tom bir an için sessizdi.
Tom waited for Mary to say something, but she remained silent.
Tom Mary'nin bir şey söylemesini bekledi ama o sessiz kaldı.