Translation meaning & definition of the word "shower" into Turkish language
Türk diline "duş" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
Shower
[Duş]noun
1. A plumbing fixture that sprays water over you
- "They installed a shower in the bathroom"
- synonym:
- shower
1. Üzerinize su püskürten bir tesisat armatürü
- "Banyoya duş yerleştirdiler"
- eşanlamlı:
- duş
2. Washing yourself by standing upright under water sprayed from a nozzle
- "He took a shower after the game"
- synonym:
- shower ,
- shower bath
2. Bir nozuldan püskürtülen suyun altında dik durarak kendinizi yıkamak
- "Maçtan sonra duş aldı"
- eşanlamlı:
- duş ,
- duş banyosu
3. A brief period of precipitation
- "The game was interrupted by a brief shower"
- synonym:
- shower ,
- rain shower
3. Kısa bir yağış dönemi
- "Oyun kısa bir duş tarafından kesildi"
- eşanlamlı:
- duş ,
- yağmur duşu
4. A sudden downpour (as of tears or sparks etc) likened to a rain shower
- "A little shower of rose petals"
- "A sudden cascade of sparks"
- synonym:
- shower ,
- cascade
4. Ani bir sağanak yağış (gözyaşı veya kıvılcım vb. gibi) yağmur duşuna benziyordu
- "Gül yapraklarından oluşan küçük bir duş"
- "Ani bir kıvılcım yığını"
- eşanlamlı:
- duş ,
- kademeli
5. Someone who organizes an exhibit for others to see
- synonym:
- exhibitor ,
- exhibitioner ,
- shower
5. Başkalarının görmesi için bir sergi düzenleyen biri
- eşanlamlı:
- katılımcı ,
- teşhirci ,
- duş
6. A party of friends assembled to present gifts (usually of a specified kind) to a person
- "Her friends organized a baby shower for her when she was expecting"
- synonym:
- shower
6. Bir kişiye hediyeler (genellikle belirli bir türden) sunmak için bir araya getirilen bir arkadaş partisi
- "Arkadaşları beklerken onun için bir bebek duşu düzenledi"
- eşanlamlı:
- duş
verb
1. Expend profusely
- Also used with abstract nouns
- "He was showered with praise"
- synonym:
- lavish ,
- shower
1. Bol harcamak
- Soyut isimlerle de kullanılır
- "Övgüyle duş aldı"
- eşanlamlı:
- müsrif ,
- duş
2. Spray or sprinkle with
- "The guests showered rice on the couple"
- synonym:
- shower
2. Sprey veya serpin
- "Misafirlerin çift üzerinde pirinç vardı"
- eşanlamlı:
- duş
3. Take a shower
- Wash one's body in the shower
- "You should shower after vigorous exercise"
- synonym:
- shower
3. Duş almak
- Birinin vücudunu duşta yıka
- "Güçlü egzersizden sonra duş almalısın"
- eşanlamlı:
- duş
4. Rain abundantly
- "Meteors showered down over half of australia"
- synonym:
- shower ,
- shower down
4. Bol yağmur
- "Meteorlar avustralya'nın yarısından fazlasında duş aldı"
- eşanlamlı:
- duş ,
- duş almak
5. Provide abundantly with
- "He showered her with presents"
- synonym:
- shower
5. Ile bol miktarda sağlayın
- "Ona hediyelerle duş aldı"
- eşanlamlı:
- duş