Tom began to shout.
Tom bağırmaya başladı.
Don't shout at me.
Bana bağırma.
Tom heard Mary shout.
Tom Mary'nin bağırdığını duydu.
You don't have to shout. I can hear you.
Bağırmak zorunda değilsin. Seni duyabiliyorum.
I heard a shout and then a crash.
Bir bağırış ve sonra bir çarpışma duydum.
You must not shout at him.
Ona bağırmamalısın.
He heard a shout.
Bir bağırma sesi duydu.
He began to shout.
Bağırmaya başladı.
I heard someone shout outside the window.
Pencerenin dışında birinin bağırdığını duydum.
We heard somebody shout.
Birinin bağırdığını duyduk.
That man was standing a little ways away, but he turned when he heard Tom shout.
O adam biraz uzakta duruyordu ama Tom'un bağırdığını duyunca döndü.
That man was standing a little ways away, but he turned when he heard Tom shout.
O adam biraz uzakta duruyordu ama Tom'un bağırdığını duyunca döndü.
If you shout from the top of a cliff, you can hear the echo of your voice.
Bir uçurumun tepesinden bağırırsanız sesinizin yankısını duyabilirsiniz.
For free English to Turkish translation, utilize the Lingvanex translation apps.
We apply ultimate machine translation technology and artificial intelligence to offer a free Turkish-English online text translator.