Lingvanex Tranalator

Translator for


translation app

Lingvanex - your universal translation app

Translator for

Download For Free

Translation meaning & definition of the word "shoulder" into Turkish language

Türk diline "omuz" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı

EnglishTurkish

Shoulder

[Omuz]
/ʃoʊldər/

noun

1. The part of the body between the neck and the upper arm

    synonym:
  • shoulder

1. Vücudun boyun ve üst kol arasındaki kısmı

    eşanlamlı:
  • omuz

2. A cut of meat including the upper joint of the foreleg

    synonym:
  • shoulder

2. Önayağın üst eklemini içeren bir et kesimi

    eşanlamlı:
  • omuz

3. A ball-and-socket joint between the head of the humerus and a cavity of the scapula

    synonym:
  • shoulder
  • ,
  • shoulder joint
  • ,
  • articulatio humeri

3. Humerusun başı ile skapulanın bir boşluğu arasındaki top ve soket eklemi

    eşanlamlı:
  • omuz
  • ,
  • omuz eklemi
  • ,
  • articulatio humeri

4. The part of a garment that covers or fits over the shoulder

  • "An ornamental gold braid on the shoulder of his uniform"
    synonym:
  • shoulder

4. Bir giysinin omzunun üstünü kaplayan veya oturan kısmı

  • "Üniformasının omzunda süs altın örgü"
    eşanlamlı:
  • omuz

5. A narrow edge of land (usually unpaved) along the side of a road

  • "The car pulled off onto the shoulder"
    synonym:
  • shoulder
  • ,
  • berm

5. Bir yolun kenarındaki dar bir arazi kenarı (genellikle asfaltsız)

  • "Araba omuza doğru çekildi"
    eşanlamlı:
  • omuz
  • ,
  • berm

verb

1. Lift onto one's shoulders

    synonym:
  • shoulder

1. Birinin omuzlarına kaldırın

    eşanlamlı:
  • omuz

2. Push with the shoulders

  • "He shouldered his way into the crowd"
    synonym:
  • shoulder

2. Omuzlarıyla itmek

  • "Kalabalığa doğru ilerledi"
    eşanlamlı:
  • omuz

3. Carry a burden, either real or metaphoric

  • "Shoulder the burden"
    synonym:
  • shoulder

3. Gerçek ya da mecazi bir yük taşıyın

  • "Yükü omuzlayın"
    eşanlamlı:
  • omuz

Examples of using

Tom leaned forward and tapped the cab driver on the shoulder.
Tom öne doğru eğildi ve taksi şoförünün omzuna vurdu.
Mary sat down and opened her shoulder bag.
Mary oturdu ve omuz çantasını açtı.
Tom removed his pistol from his shoulder holster and laid it on the table.
Tom silahını kılıfından çıkardı ve onu masaya bıraktı.