Translation meaning & definition of the word "shortly" into Turkish language

adverb

1. For a short time

• "He was at the airport shortly before she was expected to arrive"

synonym:
• shortly

1. Kısa bir süre için

• "Gelmesi beklenmeden kısa bir süre önce havaalanındaydı"

eşanlamlı:
• kısa sürede

2. In the near future

• "The doctor will soon be here"

• "The book will appear shortly"

• "She will arrive presently"

• "We should have news before long"

synonym:
• soon
,
• shortly
,
• presently
,
• before long

2. Yakın gelecekte

• "Doktor yakında burada olacak"

• "Kitap kısa süre içinde ortaya çıkacak"

• "O şimdi gelecek"

• "Çok geçmeden haberimiz olmalı"

eşanlamlı:
• yakında
,
• kısa sürede
,
• şimdi
,
• çok geçmeden

3. In a curt, abrupt and discourteous manner

• "He told me curtly to get on with it"

• "He talked short with everyone"

• "He said shortly that he didn't like it"

synonym:
• curtly
,
• short
,
• shortly

3. Sert, ani ve saygısız bir şekilde

• "Bana kıvrak bir şekilde devam etmemi söyledi"

• "Herkesle kısa konuştu"

• "Kısa bir süre sonra bundan hoşlanmadığını söyledi"

eşanlamlı:
• sert
,
• kısa
,
• kısa sürede

4. In a concise manner

• In a few words

• "The history is summed up concisely in this book"

• "She replied briefly"

• "Briefly, we have a problem"

• "To put it shortly"

synonym:
• concisely
,
• briefly
,
• shortly
,
• in brief
,
• in short

4. Kısa bir şekilde

• Birkaç kelime ile

• "Tarih bu kitapta özetlenmiştir"

• "Kısaca cevap verdi"

• "Kısaca, bir sorunumuz var"

• "Kısa bir süre için"

eşanlamlı:
• kesin olarak
,
• kısaca
,
• kısa sürede
,
• kısacası

5. At a short distance

• "The hem fell shortly below her knees"

synonym:
• shortly

5. Kısa mesafede

• "Kenesi kısa bir süre dizlerinin altına düştü"

eşanlamlı:
• kısa sürede

Examples of using

Tom arrived shortly after Mary left.

Tom Mary gittikten az sonra geldi.

Tom arrived shortly after Mary did.

Tom Mary geldikten az sonra geldi.

Tom should be here shortly.

Tom yakında burada olmalı.

We'll be there shortly.

Yakında orada olacağız.

The bus will arrive shortly. Please wait a bit.

Otobüs yakında gelecek. Lütfen biraz bekle.

I expect Tom back shortly.

Tom'un yakında döneceğini umuyorum.

Describe yourself shortly in Chinese.

Çince kısaca kendinizden bahsedin.

We'll be back on air shortly.

Birazdan tekrar yayında olacağız.

We'll begin shortly.

Birazdan başlayacağız.

Tom left the house shortly after Mary left.

Tom Mary gittikten hemen sonra evden ayrıldı.

Tom left to go fishing shortly before dawn.

Tom şafaktan hemen önce balık tutmaya gitmek için ayrıldı.

The mayor of Naples has apologised to a US tourist who was beaten up by local residents shortly after he was mugged.

Napoli belediye başkanı, saldırıya uğradıktan kısa bir süre sonra yerel halk tarafından dövülen bir Amerikalı turistten özür diledi.

Anime director Satoshi Kon died of pancreatic cancer on August 24, 2010, shortly before his 47th birthday.

Anime yönetmeni Satoshi Kon, kırk yedinci doğum gününden kısa süre önce 24 Ağustos 2010 tarihinde pankreas kanserinden öldü.

The radio station came back on the air shortly after the storm.

Fırtınadan kısa bir süre sonra radyo istasyonu yayına geri döndü.

He arrived shortly after.

O çok geçmeden geldi.

My grandfather died shortly after my birth.

Büyükbabam benim doğumumdan kısa bir süre sonra öldü.

He reached home shortly before five o'clock.

Saat beşten hemen önce eve vardı.