Translation meaning & definition of the word "shorten" into Turkish language
Türk diline "kısaltılmış" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
English⟶Turkish
Shorten
[Kısaltmak]/ʃɔrtən/
verb
1. Make shorter than originally intended
- Reduce or retrench in length or duration
- "He shortened his trip due to illness"
- synonym:
- shorten
1. Başlangıçta amaçlanandan daha kısa yapın
- Uzunluğu veya süresi azaltın veya yeniden açın
- "Hastalığı nedeniyle gezisini kısalttı"
- eşanlamlı:
- kısaltmak
2. Reduce in scope while retaining essential elements
- "The manuscript must be shortened"
- synonym:
- abridge ,
- foreshorten ,
- abbreviate ,
- shorten ,
- cut ,
- contract ,
- reduce
2. Temel unsurları korurken kapsamı azaltın
- "Yazı kısaltılmalıdır"
- eşanlamlı:
- kısaltmak ,
- kesmek ,
- sözleşme ,
- azaltmak
3. Make short or shorter
- "Shorten the skirt"
- "Shorten the rope by a few inches"
- synonym:
- shorten
3. Kısa veya kısa yapın
- "Eteği kısalt" deyin"
- "Ipi birkaç santim kısaltın"
- eşanlamlı:
- kısaltmak
4. Become short or shorter
- "In winter, the days shorten"
- synonym:
- shorten
4. Kısa veya kısa olun
- "Kışın günler kısalır"
- eşanlamlı:
- kısaltmak
5. Edit by omitting or modifying parts considered indelicate
- "Bowdlerize a novel"
- synonym:
- bowdlerize ,
- bowdlerise ,
- expurgate ,
- castrate ,
- shorten
5. Zımni kabul edilen parçaları atlayarak veya değiştirerek düzenleyin
- "Bir romanı yaylamak"
- eşanlamlı:
- okşamak ,
- arıtmak ,
- hadım etmek ,
- kısaltmak