Translation meaning & definition of the word "shopping" into Turkish language

noun

1. Searching for or buying goods or services

• "Went shopping for a reliable plumber"

• "Does her shopping at the mall rather than down town"

synonym:
• shopping

1. Mal veya hizmet aramak veya satın almak

• "Güvenilir bir tesisatçı için alışverişe çıktı"

• "Aşağı şehir yerine alışveriş merkezinde mi yapıyor"

eşanlamlı:
• alışveriş

2. The commodities purchased from stores

• "She loaded her shopping into the car"women carrying home shopping didn't give me a second glance"

synonym:
• shopping

2. Mağazalardan satın alınan ürünler

• "Alışverişini arabaya yükledi"ev alışverişini taşıyan kadınlar bana ikinci bir bakış atmadı"

eşanlamlı:
• alışveriş

Examples of using

Tom goes shopping at least once a week.

Tom en az haftada bir kez alışverişe gider.

Tom asked Mary when she was going to go shopping.

Tom Mary'ye ne zaman alışverişe gideceğini sordu.

Tom and Mary went shopping together.

Tom ve Mary birlikte alışverişe gittiler.

Do you think Tom will go shopping with us tomorrow afternoon?

Yarın öğleden sonra Tom'un bizimle alışverişe gideceğini düşünüyor musun?

Tom wishes Mary wouldn't always go shopping on Saturdays.

Tom Mary'nin cumartesi günleri her zaman alışverişe gitmemesini istiyor.

I don't feel like going shopping with you today.

Bugün canım seninle alışverişe gitmek istemiyor.

I often go shopping at the supermarket near my house.

Sık sık evimin yanındaki süpermarkete alışverişe giderim.

I should never go shopping without you.

Sensiz asla alışverişe gitmemeliyim.

I see you've been shopping again.

Tekrar alışveriş yaptığını anlıyorum.

I've been shopping with Tom.

Tom'la birlikte alışveriş yapıyorum.

I've been shopping all day.

Bütün gündür alışveriş yapıyorum.

I'm going shopping.

Alışverişe gidiyorum.

We'll go shopping.

Alışverişe gideceğiz.

We went shopping.

Alışverişe gittik.

We're going shopping.

Alışverişe gidiyoruz.

Tom went shopping.

Tom alışverişe gitti.

Tom is shopping.

Tom alışveriş yapıyor.

I'll go shopping.

Alışverişe gideceğim.

I went shopping.

Alışverişe gittim.

Tom wants to know when Mary will go shopping.

Tom Mary'nin ne zaman alışverişe gideceğini bilmek istiyor.