Examples of using
We heard shooting.
Silah atışı duyduk.
Tom started shooting.
Tom ateş etmeye başladı.
We're shooting.
Ateş ediyoruz.
Stop shooting.
Ateş etmeyin.
Do you think the shooting was accidental?
Atışın kazara olduğunu düşünüyor musunuz?
Tom was on the other side of town at the time of the shooting.
Tom vurulduğu zaman kasabanın diğer tarafındaydı.
Tom couldn't imagine himself shooting anyone.
Tom kendini birini vururken hayal edemedi.
Tom has been accused of shooting an unarmed man.
Tom silahsız bir insanı vurmakla suçlanıyor.
Tom and Mary were just shooting the breeze.
Tom ve Mary sadece çene çalıyorlardı.
A group of militia saw him and began shooting.
Bir grup militan onu gördü ve ateş açmaya başladı.
"This is the police. Would you mind coming down to the station?" "W-why?" "You can't think it's not a crime to go shooting guns off in the middle of town?!"
"Bu polis. İstasyona düşmemizde bir sakınca var mı?" "N-neden?" "Kasabanın ortasında tabancayla ateş etmenin bir suç olmadığını düşünmüyorsun?!"
I have seen a shooting star once.
Bir zamanlar bir yıldız kayması gördüm.
The shooting started around noon.
Çekim yaklaşık öğleyin başladı.
Look at that shooting star.
Şu film yıldızına bak.
The man suddenly started shooting his gun.
Adam aniden silahını ateşlemeye başladı.
The soldier disdained shooting an unarmed enemy.
Asker silahsız bir düşmana ateş etmeyi reddetti.