Examples of using
Tom loosened his tie and unbuttoned his top shirt button.
Tom kravatını gevşetti ve üst gömlek düğmesini açtı.
Tom lifted up his shirt and exposed his belly.
Tom gömleğini yukarı kaldırdı ve karnını açtı.
Tom is wearing a faded blue shirt.
Tom soluk bir mavi gömlek giyiyor.
Tom buttoned up his shirt and then put on his tie.
Tom gömleğini düğmeledi ve sonra kravatını taktı.
Tom began to button up his shirt.
Tom gömleğini düğmelemeye başladı.
Tom took a small envelope from his shirt pocket and gave it to Mary.
Tom gömleğinin cebinden küçük bir zarf aldı ve onu Mary'ye verdi.
Tom spilled some wine on his shirt.
Tom gömleğine biraz şarap döktü.
Tom rolled up his shirt sleeves.
Gömleğinin kollarını sıvadı.
Tom pulled off his shirt.
Tom gömleğini çıkardı.
She gave me a shirt.
Bana bir gömlek verdi.
I washed my own shirt.
Kendi gömleğimi yıkadım.
She has given me a shirt.
Bana bir gömlek verdi.
Tom tried on the shirt.
Tom tişörtü denedi.
Your shirt has a button missing.
Gömleğinin eksik bir düğmesi var.
I told you I hated that shirt.
Sana bu gömlekten nefret ettiğimi söylemiştim.
I told you I hated that shirt.
Sana bu gömleği beğenmediğimi söylemiştim.
I told you I hated that shirt.
Sana bu gömlekten hoşlanmadığımı söylemiştim.
I told you I hate that shirt.
O gömlekten nefret ettiğimi sana söyledim.
Do you want to buy a shirt?
Bir gömlek satın almak ister misin?
Didn't you wear that same shirt yesterday?
Dün aynı gömleği giymedin mi?