Translation meaning & definition of the word "shiny" into Turkish language
Türk diline "parlak" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
English⟶Turkish
Shiny
[Parlak]/ʃaɪni/
adjective
1. Reflecting light
- "Glistening bodies of swimmers"
- "The horse's glossy coat"
- "Lustrous auburn hair"
- "Saw the moon like a shiny dime on a deep blue velvet carpet"
- "Shining white enamel"
- synonym:
- glistening ,
- glossy ,
- lustrous ,
- sheeny ,
- shiny ,
- shining
1. Işığı yansıtan
- "Yüzücülerin parlayan bedenleri"
- "Atın parlak ceketi"
- "Parlak saç"
- "Ay'ı koyu mavi kadife halı üzerinde parlak bir kuruş gibi gördüm"
- "Parlayan beyaz emaye"
- eşanlamlı:
- parlayan ,
- parlak
2. Having a shiny surface or coating
- "Glazed fabrics"
- "Glazed doughnuts"
- synonym:
- glazed ,
- shiny
2. Parlak bir yüzeye veya kaplamaya sahip olmak
- "Camlı kumaşlar"
- "Sırlı çörek"
- eşanlamlı:
- camlı ,
- parlak
3. Made smooth and bright by or as if by rubbing
- Reflecting a sheen or glow
- "Bright silver candlesticks"
- "A burnished brass knocker"
- "She brushed her hair until it fell in lustrous auburn waves"
- "Rows of shining glasses"
- "Shiny black patents"
- synonym:
- bright ,
- burnished ,
- lustrous ,
- shining ,
- shiny
3. Sürtünerek veya sürtünerek pürüzsüz ve parlak yapılır
- Bir parlaklık veya parıltı yansıtma
- "Parlak gümüş şamdanlar"
- "Parlatılmış pirinç tokmak"
- "Parlak dalgalara düşene kadar saçlarını fırçaladı"
- "Parlayan gözlük takıları"
- "Parlak siyah patentler"
- eşanlamlı:
- parlak ,
- parlamış ,
- parlayan