Translation meaning & definition of the word "shelf" into Turkish language

noun

1. A support that consists of a horizontal surface for holding objects

synonym:
• shelf

1. Nesneleri tutmak için yatay bir yüzeyden oluşan bir destek

eşanlamlı:
• raf

2. A projecting ridge on a mountain or submerged under water

synonym:
• ledge
,
• shelf

2. Bir dağda veya suyun altına batmış bir çıkıntı

eşanlamlı:
• çıkıntı
,
• raf

Examples of using

Can you reach what's on the top shelf?

Üst raftaki şeye ulaşabilir misin?

I stood on a chair so I could reach the top shelf.

Bir sandalyeye çıktım böylece üst rafa ulaşabildim.

There was a bowling trophy on the shelf above Tom's desk.

Tom'un masasının üstündeki rafta bir bovling kupası vardı.

My mother put a large vase on the shelf.

Annem rafa büyük bir vazo koydu.

He put the book on the shelf.

O, kitabı rafa koydu.

Put the flour on the shelf.

Unu rafın üstüne koy.

Tom was too short to reach the top shelf.

Tom üst rafa yetişmek için çok kısaydı.

Dust off the shelf.

Rafın tozunu sil.

Your shelf is full of books.

Rafın kitaplarla dolu.

I can reach the top shelf.

Ben en üst rafa ulaşabilirim.

The books are on a low shelf.

Kitaplar alçak bir rafta.

A book dropped from the shelf.

Raftan bir kitap düştü.

My father made a shelf for me.

Babam benim için bir raf yaptı.

She took down a book from the shelf.

Raftan bir kitap indirdi.

He put the books on the shelf out of order.

O, kitapları kitaplığa karmakarışık koydu.

He got down the book from the shelf.

O, raftan kitabı indirdi.

He handed down books from the shelf.

O kitapları rafdan indirdi.

He is too short to get at the book on the shelf.

Raftaki kitaba ulaşamayacak kadar çok kısa.

He hit his head on the shelf.

O, kafasını rafa çarptı.

He got the book down from the shelf.

Kitabı raftan indirdi.