Translation meaning & definition of the word "sheep" into Turkish language

noun

1. Woolly usually horned ruminant mammal related to the goat

synonym:
• sheep

1. Keçi ile ilgili yünlü genellikle boynuzlu gevişgetiren memeli

eşanlamlı:
• koyun

2. A timid defenseless simpleton who is readily preyed upon

synonym:
• sheep

2. Kolayca avlanan ürkek bir savunmasız simpleton

eşanlamlı:
• koyun

3. A docile and vulnerable person who would rather follow than make an independent decision

• "His students followed him like sheep"

synonym:
• sheep

3. Bağımsız bir karar vermek yerine takip etmeyi tercih eden uysal ve savunmasız bir kişi

• "Öğrencileri onu koyun gibi takip etti"

eşanlamlı:
• koyun

Examples of using

Have you ever sheared a sheep?

Hiç koyun kırptın mı?

Tom is shearing the sheep.

Tom koyunları kırpıyor.

Yaakov fed the sheep.

Yaakov koyunları besledi.

The sheep in the field are eating grass.

Tarladaki koyunlar ot yiyorlar.

Tom is the black sheep of his family.

Tom, ailesinin yüz karasıdır.

Tom is the black sheep of the family.

Tom ailenin yüz karasıdır.

Cattle would not eat grass where sheep had eaten.

Koyun çimen yerken sığır yemez.

Draw me a sheep.

Bana bir koyun çiz.

Democracy must be something more than two wolves and a sheep voting on what to have for dinner.

Demokrasi; iki kurt ve bir koyunun, akşam yemeğinde ne yenileceği hakkında oylama yapmasından daha fazlası olmalı.

We will be able to raise cows and sheep, too.

Biz de inek ve koyun yetiştirebileceğiz.

There were six sheep in the field.

Kırsalda altı koyun vardı.

There are a lot of sheep in the pasture.

Merada bir sürü koyun var.

I'm the black sheep of the family.

Ben ailenin yüz karasıyım.

He clipped the sheep.

O, koyunları kırptı.

The boy was watching the sheep.

Çocuk koyunları izliyordu.

He owns a good few sheep.

O birkaç iyi koyuna sahiptir.

He is, as it were, a stray sheep.

Tabiri caizse, o başı boş bir koyun.

I saw a flock of sheep.

Bir koyun sürüsü gördüm.

Mrs. Jones counts sheep every night to go to sleep.

Bayan Jones, uyumak için her gece koyun sayar.