Translation meaning & definition of the word "shallow" into Turkish language
Türk diline "sığ" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
English⟶Turkish
Shallow
[Sığ]/ʃæloʊ/
noun
1. A stretch of shallow water
- synonym:
- shoal ,
- shallow
1. Sığ bir su parçası
- eşanlamlı:
- sığlık ,
- sığ
verb
1. Make shallow
- "The silt shallowed the canal"
- synonym:
- shallow ,
- shoal
1. Sığlaştırmak
- "Silt kanalı suladı"
- eşanlamlı:
- sığ ,
- sığlık
2. Become shallow
- "The lake shallowed over time"
- synonym:
- shallow ,
- shoal
2. Sığlaşmak
- "Göl zamanla sulanır"
- eşanlamlı:
- sığ ,
- sığlık
adjective
1. Lacking physical depth
- Having little spatial extension downward or inward from an outer surface or backward or outward from a center
- "Shallow water"
- "A shallow dish"
- "A shallow cut"
- "A shallow closet"
- "Established a shallow beachhead"
- "Hit the ball to shallow left field"
- synonym:
- shallow
1. Fiziksel derinliği yok
- Bir dış yüzeyden aşağı veya içe veya bir merkezden geriye veya dışa doğru çok az uzamsal uzantıya sahip olmak
- "Sığ su"
- "Sığ bir tabak"
- "Sığ bir kesim"
- "Sığ bir dolap"
- "Sığ bir sahil başı kurdu"
- "Topu sol sığ sahaya vur"
- eşanlamlı:
- sığ
2. Not deep or strong
- Not affecting one deeply
- "Shallow breathing"
- "A night of shallow fretful sleep"
- "In a shallow trance"
- synonym:
- shallow
2. Derin ya da güçlü değil
- Birini derinden etkilememek
- "Sığ nefes"
- "Sığlak ve kederli bir uyku gecesi"
- "Sığ bir trans halinde"
- eşanlamlı:
- sığ
3. Lacking depth of intellect or knowledge
- Concerned only with what is obvious
- "Shallow people"
- "His arguments seemed shallow and tedious"
- synonym:
- shallow
3. Akıl veya bilgi derinliği eksikliği
- Sadece açık olanla ilgileniyorum
- "Sığ insanlar"
- "Argümanları sığ ve sıkıcı görünüyordu"
- eşanlamlı:
- sığ
Examples of using
You're shallow.
Sen sığsın.
Tom is shallow.
Tom sığ.
After killing Tom, Mary buried him in a shallow grave.
Tom'u öldürdükten sonra, Mary onu sığ bir mezara gömdü.