Translation meaning & definition of the word "shaft" into Turkish language
Türk diline "şaft" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
Shaft
[Şaft]noun
1. A line that forms the length of an arrow pointer
- synonym:
- shaft
1. Bir ok işaretçisinin uzunluğunu oluşturan bir çizgi
- eşanlamlı:
- şaft
2. An aggressive remark directed at a person like a missile and intended to have a telling effect
- "His parting shot was `drop dead'"
- "She threw shafts of sarcasm"
- "She takes a dig at me every chance she gets"
- synonym:
- shot ,
- shaft ,
- slam ,
- dig ,
- barb ,
- jibe ,
- gibe
2. Füze gibi bir kişiye yönelik ve etkileyici bir etkiye sahip olması amaçlanan agresif bir açıklama
- "Ayrılış atışı `drop dead'"
- "Sarcazm şaftları attı"
- "Her fırsatta bana kazı yapıyor"
- eşanlamlı:
- atış ,
- şaft ,
- çarpmak ,
- kazmak ,
- diken ,
- uyuşmak ,
- alay
3. A long rod or pole (especially the handle of an implement or the body of a weapon like a spear or arrow)
- synonym:
- shaft
3. Uzun bir çubuk veya kutup (özellikle bir uygulamanın kolu veya bir mızrak veya ok gibi bir silahın gövdesi)
- eşanlamlı:
- şaft
4. A column of light (as from a beacon)
- synonym:
- beam ,
- beam of light ,
- light beam ,
- ray ,
- ray of light ,
- shaft ,
- shaft of light ,
- irradiation
4. Bir ışık sütunu (bir işaret fenerinden olduğu gibi)
- eşanlamlı:
- ışın ,
- ışık demeti ,
- ray ,
- şaft ,
- ışınlama
5. The main (mid) section of a long bone
- synonym:
- diaphysis ,
- shaft
5. Uzun bir kemiğin ana (orta) bölümü
- eşanlamlı:
- diyafiz ,
- şaft
6. Obscene terms for penis
- synonym:
- cock ,
- prick ,
- dick ,
- shaft ,
- pecker ,
- peter ,
- tool ,
- putz
6. Penis için müstehcen terimler
- eşanlamlı:
- çük ,
- dikmek ,
- dick ,
- şaft ,
- peter ,
- araç ,
- çürümek
7. A long pointed rod used as a tool or weapon
- synonym:
- spear ,
- lance ,
- shaft
7. Alet veya silah olarak kullanılan uzun sivri bir çubuk
- eşanlamlı:
- mızrak ,
- şaft
8. A vertical passageway through a building (as for an elevator)
- synonym:
- shaft
8. Bir binadan dikey bir geçit (asansör için olduğu gibi)
- eşanlamlı:
- şaft
9. (architecture) upright consisting of the vertical part of a column
- synonym:
- shaft ,
- scape
9. (mimarlık) bir sütunun dikey kısmından oluşan dik
- eşanlamlı:
- şaft ,
- sap
10. A long vertical passage sunk into the earth, as for a mine or tunnel
- synonym:
- shaft
10. Uzun bir dikey geçit, bir maden veya tünel gibi toprağa battı
- eşanlamlı:
- şaft
11. A revolving rod that transmits power or motion
- synonym:
- rotating shaft ,
- shaft
11. Güç veya hareket ileten döner bir çubuk
- eşanlamlı:
- döner mil ,
- şaft
12. The hollow spine of a feather
- synonym:
- quill ,
- calamus ,
- shaft
12. Bir tüyün içi boş omurgası
- eşanlamlı:
- bobin ,
- hintkamışı ,
- şaft
verb
1. Equip with a shaft
- synonym:
- shaft
1. Bir şaft ile donatın
- eşanlamlı:
- şaft
2. Defeat someone through trickery or deceit
- synonym:
- cheat ,
- chouse ,
- shaft ,
- screw ,
- chicane ,
- jockey
2. Birini hile veya aldatma yoluyla yenmek
- eşanlamlı:
- aldatmak ,
- şaft ,
- vidalamak ,
- chicane ,
- jokey