Translation meaning & definition of the word "sex" into Turkish language

noun

1. Activities associated with sexual intercourse

• "They had sex in the back seat"

synonym:
• sexual activity
,
• sexual practice
,
• sex
,
• sex activity

1. Cinsel ilişki ile ilgili faaliyetler

• "Arka koltukta seks yaptılar"

eşanlamlı:
• cinsel aktivite
,
• cinsel uygulama
,
• seks

2. Either of the two categories (male or female) into which most organisms are divided

• "The war between the sexes"

synonym:
• sex

2. Çoğu organizmanın bölündüğü iki kategoriden (erkek veya dişi) biri

• "Cinsiyetler arasındaki savaş"

eşanlamlı:
• seks

3. All of the feelings resulting from the urge to gratify sexual impulses

• "He wanted a better sex life"

• "The film contained no sex or violence"

synonym:
• sex
,
• sexual urge

3. Cinsel dürtüleri tatmin etme dürtüsünden kaynaklanan tüm duygular

• "Daha iyi bir seks hayatı istiyordu"

• "Film seks ya da şiddet içermiyordu"

eşanlamlı:
• seks
,
• cinsel dürtü

4. The properties that distinguish organisms on the basis of their reproductive roles

• "She didn't want to know the sex of the foetus"

synonym:
• sex
,
• gender
,
• sexuality

4. Organizmaları üreme rolleri temelinde ayıran özellikler

• "Fetusun cinsiyetini bilmek istemiyordu"

eşanlamlı:
• seks
,
• cinsiyet
,
• cinsellik

verb

1. Stimulate sexually

• "This movie usually arouses the male audience"

synonym:
• arouse
,
• sex
,
• excite
,
• turn on
,
• wind up

1. Cinsel olarak uyarmak

• "Bu film genellikle erkek izleyiciyi uyandırıyor"

eşanlamlı:
• canlandırmak
,
• seks
,
• heyecanlandırmak
,
• açmak
,
• sona ermek

2. Tell the sex (of young chickens)

synonym:
• sex

2. (genç tavukların) cinsiyetini söyleyin

eşanlamlı:
• seks

Examples of using

Love is better than sex.

Aşk seksten daha iyidir.

Tom and Mary had consensual sex.

Tom ve Mary uzlaşmacı sex yaptı.

I want to have sex with her.

Onunla sevişmek istiyorum.

Mrs Cockburn concealed her name lest the knowledge of her sex and youth should produce a prejudice against her work.

Gençlik ve cinsiyetiyle ilgili bilgi işine karşı bir önyargıya sebep olmasın diye Cockburn adını gizledi.

Such a person will often go a block out of his way to avoid meeting a person of the opposite sex.

Böyle bir kişi karşı cinsinden biriyle karşılaşmaktan kaçınmak için çoğunlukla yolunun bir blok dışına gider.

An intellectual is a person who has discovered something more interesting than sex.

Entellektüel, seksten daha enteresan bir şeyler keşfetmiş insandır.